Güncel Sendika Haberleri

15 Temmuz, 2020

15 TEMMUZ`U YAD ETMENİN EN İYİ YOLU, BİR DAHA YAŞANMASINA MÜSADE ETMEYECEK KOŞULLAR HAZIRLAMAKTIR

Hain FETÖ terör örgütünün darbe girişiminde bulunarak ülkeyi kana bulamasının, canlara kıymasının üzerinden tam 4 yıl geçmiştir. Hükümet 15 Temmuz'u bir bayram ilan edip, köprülere, caddelere ismini verse de, gerekli adımlar atılmadığı için aradan geçen 4 yılda hâlâ bu hain kalkışmanın yaraları sarılamamıştır.
Yaranın hâlâ sıcak olmasının başlıca sebepleri şunlardır:
- Bürokrasinin içine enjekte edilen, devleti örümcek ağı gibi sarmasına müsade edilen bu kanlı oluşumun siyasi ayağı ortaya çıkarılmamıştır.
- Bu karanlık yapıda adı üst düzey yönetici olarak anılan birçok kişiye dokunulmamış, orta kademedekiler yargılanarak bir hesaplaşma sürüyor algısı yaratılmıştır.
- Bir devleti yönetenlerin "kandırılma", "ne istedilerse verme" lüksü olmadığı halde yargılamalar, örgütün nasıl serpildiğine, kimler sayesinde büyüdüğüne ulaşmamıştır. Bilakis, birçok FETÖ soruşturması, AKP'den bile önce FETÖ ile mücadele ettiği bilinen isimleri hedef almış, adalet sulandırılmıştır.
- Hükümetlerin tarikatlarla ileri düzeydeki flörtünün bir ülkeye nelere mal olacağının ispatı olan 15 Temmuz'dan ders çıkarılmamıştır. Bu acı tecrübeye rağmen bu kez başka tarikatlar devlet bürokrasisine doldurulmuş, yaraya tuz basılmıştır.
- Birçok ailenin evine ateş düşüren, canlar yakan 15 Temmuz'un, bir suistimal aracı olmasına göz yumulmuştur. Öyle ki bu konuda paralar toplanarak dolandırıcılıklar yapılmış,boşanma davalarında nafakadan kaçmak için dahi kullanılmış, işten çıkarmalarda ne olduğu belirsiz bir kılıf haline gelmiştir. Bu acı tiyatronun en büyük nedeni,15 Temmuz'un ve arkasındakilerin tam olarak aydınlatılması yerine onu siyasi bir koz olarak vitrinde tutulmasıdır.
Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz. 15 Temmuz'da hain FETÖ başarılı olamadıysa bunun tek kahramanı darbe karşıtı bir tavır takınan halkımızdır. 15 Temmuz'u 4 yıldır neredeyse her mitinginde kullanan, ağzından düşürmeyen AKP'nin ise anlaması gereken tek şey, büyük önder Atatürk'ün şu sözleridir: "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."