Türkiye, her gün aklı ve bilimi önceleyen akademisyenlerin el ayak çektirilip sindirildiği, üniversitelerin yapılarının liyakatle değil yandaşlık kriterleriyle şekillendirilmesinin çarpıcı sonuçlarıyla karşılaşmaktadır.
Aklın ve bilimin kalesi olması gereken üniversitelere siyasi iktidar eliyle yerleştirilen kadroların sapkınlıkları, ülke geleceğinin de nasıl karardığını göstermektedir.
Akit TV denen hakaret merkezinde bir programa katılan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu'nun "Üniversiteler fuhuş evine döndü" sözleri, hem akademinin geldiği karanlık noktayı hem de yobazların iktidar eliyle ne kadar pervasızlaştırıldığını ortaya koymuştur.
Sofuoğlu'nun bir dönem AKP'den milletvekili aday adayı olması ve bu skandal açıklamayı yaparken "Cumhurbaşkanımız da vurguladı" demesi de, bu sapkın fikirlerin iktidar eliyle filizlendirilip büyütüldüğünü göstermektedir. "Google'ı ilk Sultan Abdülhamit Han buldu" diyecek kadar meczupları aratmayan bir akla sahip olan bu şahıs, gelişmiş bir ülkede değil profesör olarak görev yapmak, üniversitenin kapısından bile alınmaz. Çünkü üniversiteler "fuhuş evi" olmadığı gibi, rehabilitasyon merkezi de değildir.
Karma eğitimin düşmanı, kadın-erkek ilişkilerine sapkın şekilde bakan bu zihniyetin, adına "fuhuş evleri" dediği üniversitede varlık göstermesi de, hakaret dolu bu sözlerin hesabını vermemesi de düşünülemez!
Türkiye Cumhuriyeti tarikatların, AKP eliyle beslenen yobazların şeriatvari açıklamalarla istediği gibi saçmalayıp insanlara kara çalacağı bir ülke değildir!
Bunu Sofuoğlu gibiler de onlara güç verenler de er ya da geç öğreneceklerdir!
Eğitim-İş olarak, Sofuoğlu'nun bu açıklamalar aracılığıyla halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği ve nefret/ayrımcılık suçları işlediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduk. Hukuksal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı ilan ediyor, YÖK'e bu şahıs hakkında derhal harekete geçmezlerse suça ortak olacaklarını hatırlatıyoruz.