Güncel Sendika Haberleri

11 Ekim, 2018

AKP`YE OY İSTEYEN BÜROKRATA DEĞİL, BUNU ORTAYA ÇIKARAN SENDİKA TEMSİLCİMİZE CEZA VERİLMİŞTİR!

AKP’nin yandaş bürokratlar aracılığıyla eğitimi siyasileştirme ve devleti partileştirme uygulamaları, bir adım daha öteye taşınmış; bu utanç verici yandaş faaliyetleri ifşa eden eğitimciler cezalandırılmaya başlanmıştır.

Bu utanmaz ve düşmanca tutumun son mağduru, sendikamızın Gaziantep Nizip temsilcisi Hasan İnal olmuştur. 24 Haziran seçimlerinden önce basına düşen ’Karkamış İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bozkurt'un, mesai saatleri içerisinde AKP'li vekillerle köy köy gezip oy istemesinin yanlış olduğunu sosyal medyadan yazan temsilcimiz, seçimden hemen bir hafta sonra jet bir kararnameyle Şırnak Uludere'de bir okulda atanmıştır.

Bu keyfi ve intikam niteliğindeki atamanın dört skandal boyutu vardır:

1- 4688 sayılı Sendika yasası gereği, olağanüstü bir durum olmadıkça bir sendika temsilcisi devlet tarafından başka bir yere sürülemez. Eğer bu yaygın bir metod olsaydı, hiçbir sendikacı gittiği yerde örgütlenecek vakti ve zemini bulamazdı. Dolayısıyla bu atama kanun dışıdır.

2- Söz konusu atama için sözlü ya da yazılı bir gerekçe gösterilmemiş, "hizmet gereği" gibi yuvarlak bir terimle izah edilmeye çalışılmıştır. Böyle bir sürgün, gerekçesiz yapılamaz. Eğer yapılıyorsa bunun adı fermandır, ve kamu görevlisi sıfatını bir kenara bırakarak sadece en tepeden gelen emirlere "hizmetin gereği"dir. Yasalarla yönetilen, demokratik bir ülkede bir benzerine rastlanamaz.

3- İdare hiçbir gerekçeye dayandırmaksızın sürgün yapamayacağı gibi bu tür yer değiştirmelerde en azından soruşturma yapma zorunluluğu vardır ve tek bir soruşturma söz konusu değildir.

4- Hiçbir gerekçe gösterilmeyen bu sürgün için akıllara gelen tek gerekçe, 24 Haziran seçimlerinden 20 gün önce temsilcimizin sosyal medya hesabından paylaşımlarıdır. Söz konusu paylaşımda Hasan İnal, ülkesinin düzgün yönetilmesini ve bürokratların siyasiler gibi davranmamasını isteyen her yurttaş gibi şunları yazmıştır:

"Bir ilçe milli eğitim müdürü, milletvekili adayları ile köy köy gezip seçim çalışması yapabilir mi? Evet hepinizin de tahmin ettiği gibi bu siyasi parti AKP olunca bal gibi yapar. İşgal ettiği koltuğun sorumluluklarını yerine getirmek yerine köylerde dolaşıp AKP'ye oy isteyen zat; senden de hesap sorulacak elbet."

İsim vermeden yapılan, haklı sorular sormak ve haksızlığa isyan etmekten ibaret olan bu kısa paylaşımın, bir eğitimcinin sürgününe yol açması, hırsızın ev sahibinden davacı olduğu günlere geldiğimizi göstermektedir. Olaya konu olan MEB yetkilisinin köylerde attığı oy isteme turları, basında birçok yerde haberleştirilmiş, olayın failleri bu haberi yalanlayamamışken; hatta soruşturma dahi geçirmekte iken, bunu ortaya çıkartan ya da tepkisini ortaya koyan sendika yöneticisini, eğitimciyi cezalandırmak, çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babayı haberleştiren gazeteciyi gözaltına almakla aynı şeydir. İkisi de aynı kirli ve zalim zihniyetin ürünüdür.

Eğitim İş olarak duyuruyoruz:

Bu hataya imza atan, attıran siyasileri de, bürokratları da çok iyi biliyoruz ve hepsi ile ilgili mücadelemizi sonuna kadar sürdürmeye kararlıyız.

Hasan İnal yalnız değildir! Haksız, gerekçesiz sürgün kararına karşı açtığımız davanın ne kadar arkasındaysak, Hasan İnal'ın dikkat çektiği eğitimin siyasileştirilmesinin, bürokratların devlet adamlığından uzaklaşmalarının da o kadar karşısındayız. Vatanın her karış toprağı bizler için kutsaldır ve her bir köşesi bizler için birer görev yeridir. Ama sürgünle 'uslandırma', bir sendika yöneticisini keyfi olarak sendikal faaliyet gösterdiği alandan kopartma gibi antidemokratik her uygulama, bilinsin ki bizim şaşmaz, uslanmaz irademize çarpacaktır!

           MERKEZ YÖNETİM KURULU