Bilindiği üzere okullarda “Öğrenci Andı” okutulması uygulaması Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kaldırılmış, buna yönelik düzenlemenin iptali amacıyla sendikamızca açılan davada Danıştay 8.Dairesi 24.04.2018 tarih ve 2013/10506E. 2013/2318K. sayılı kararı ile bu Öğrenci Andının uygulamadan kaldırılması düzenlemesinin hukuka aykırı olduğuna hükmederek uygulamanın kaldırılmasına ilişkin yönetmelik maddesinin iptaline karar vermişti.
Sonrasında yaptığımız açıklamada Bakanlığın kararı gecikmeksizin uygulamaması halinde ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacağımız konusunda uyarmıştık.
Suç duyurusunun yapıldığı tarih itibari ile de Milli Eğitim Bakanlığı, mahkeme kararının gereği olarak okullarda Öğrenci Andının okutulmasına yönelik herhangi bir işlem tesis ettiğini duyurmadığı gibi okullarda andımızın okutulmasına ilişkin fiilen bir uygulama da hayata geçirmemiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı karara karşı temyiz başvurusunu yapmış ve temyiz dilekçesinde mahkeme kararının idareye tebliğ tarihini 23.10.2018 tarihi olarak belirtmiştir.
İdari Yargılama Usul Kanununun 28.maddesinde; yer alan; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” şeklindeki hükmü gereğince Danıştay kararını 30 gün içerisinde yerine getirmek zorunda olan Bakanlık bu süre içinde kararı yerine getirmemiştir.
İYUK’ 52. Maddesinde “Temyiz veya istinaf yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına temyiz istemini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya istinaf başvurusunu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. şeklindeki hüküm gereğince Milli Eğitim Bakanlığınca temyiz yoluna başvurulmuş olması da kararın uygulanması zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Halihazırda temyiz mercii de dosyada yürütmenin durdurulması yönünde bir karar vermiş değildir.
Bu durumda MEB açıkça yargı kararını yerine getirmemiştir. Yargı kararlarının yerine getirilmemesinin ise Türk Ceza Kanunun 257. Maddesinde yer alan “Görevi Kötüye Kullanma Suçunu” oluşturduğu malum olup, kararı uygulamayan Bakanlık yetkilileri hakkında sendikamız tarafından suç duyurusunda bulunulmuştur.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 16 yıldır alışılagelen yargı kararlarını uygulamama, şeklen uygulama şeklindeki Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Anayasanın hukuk devleti ilkesini yok sayan tavrın sürmesi şaşırtıcı olmayıp iktidarın da genel tavrıdır. Eğitim-İş olarak tam adalet sağlanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU
Şikayet Dilekçesi İçin Tıklayınız