Ankara Bölge Toplantısı, Genel Başkanımız Veli Demir, MYK üyelerimiz, Ankara, Çankaya, Eskişehir, Zonguldak Şubeleri ile Kırşehir, Yozgat, Kastamonu, Çankırı, Karabük, Düzce, Çorum İl Temsilcilikleri ve ilçe temsilciliklerinin geniş katılımıyla gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Ankara Şube Başkanı Kasım Demirci’nin açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, Genel Başkanımız Veli Demir, ülke gündemine ve eğitim politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Demir, eğitimde dinselleştirme politikalarının AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren pervasızca uygulandığını söyledi ve “Türkiye'nin gelecek nesillerini kendi siyasi ve ideolojik hassasiyetleri doğrultusunda yönlendirmek için müfredat değişikliği yaptılar” dedi.
4+4+4 düzenlemesiyle eğitime büyük bir darbe vurulduğunu, cumhuriyeti sarsan büyük bir kadrolaşma başladığını ve okullarda özellikle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin idareci yapıldığını kaydeden Demir, şöyle konuştu:
“Kız meslek liseleri dahil tüm okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin artması ve idareci yapılmaları okullarımızın medrese iklimine kaymasına neden oldu. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, koltuğa oturmasından neredeyse 1 ay sonra değiştirdiği MEB Teşkilat Yasası’ndan Atatürk ve Cumhuriyeti sildi. Tevhid-i Tedrisat’ı betonlayan, bilimsel ve pedagojik olmayan 4+4+4 sistemi ile eğitim çökertildi. Burada temel amaç Atatürk’ü ve cumhuriyetin değerlerini eğitim sisteminden silmektir.”
Demir, yapılan düzenlemeyle stajyer öğretmenlerin okullara türbanla girmesine izin verildiğini bunun okullarda ciddi sorunlara yol açacağını belirtti ve “Öğretmen rol modeldir. Bu düzenlemeden sonra öğretmen saçıyla, sakalıyla derse girebilecek bu da çocuklar üzerinde olumsuz bir etki yaratacaktır. Ayrıca, kamuda türban serbestliğinin ilk adımları da böylece atılmıştır” diye konuştu.
AKP iktidarı döneminde öğretmenlerin, tarihte görülmedik bir şekilde itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını vurgulayan Demir, şunları söyledi:
“Başbakan ve onun işletmeci Milli Eğitim Bakanı her fırsatta öğretmenleri aşağılamış, yaptıkları işi küçümsemiştir. Bakan Dinçer ve Başbakan sürekli öğretmenlerin aldığı ücretin fazlalığından, çalışma saatlerinin de azlığından şikayet etmişlerdir. Oysa, Türkiye‘deki öğretmenler, OECD ülkeleri ile kıyaslandığında, toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları açısından oldukça geri durumdadır. Ülkemizde öğretmenin yıllık zorunlu çalışma süresi 1816 saat iken, OECD ülkelerinde, bu süre ortalama 1675 saattir. Türkiye’de öğretmenler, OECD ortalamasından her yıl yaklaşık 140 saat daha fazla çalışmakta; söz konusu fazla çalışmaya karşılık, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha düşük ücret almaktadır.
Alo 147 hattı, Bakanlığın öğretmenleri itibarsızlaştırma ve haklarında soruşturma açma kanalı olarak kullanmaktadır. Alo 147 hattına öğretmenlerimiz hakkında her gün yüzlerce isimsiz şikayet ulaşmakta ve bu şikayetler idareler tarafından ciddiye alınarak soruşturma işlemleri başlatılmaktadır. Savunma hakları ellerinde alınan öğretmenler ve okul idarecileri üzerinde baskı oluşturularak daha itaatkar olmaya zorlanmaktadır. Ayrıca hattın hizmete girmesiyle birlikte öğretmene yönelik şiddet olayları da artmıştır.”
Demir, bugün okullarda hizmetli ve kadrosuna ihtiyaç olduğunu, hizmetli ve memurların doğru dürüst iş tanımı yapılmadan köle gibi çalıştırıldığını ifade etti ve “Hizmetli ihtiyacının karşılanması için Bakanlık mutlaka çalışma yapmalı. Okullara kadrolu hizmetli alınmalı ve iş tanımları yapılmalı. Ayrıca eğitime hazırlık ödeneği, akademisyeninden idari personeline, hizmetlisinden memuruna kadar eğitim ve öğretim alanında çalışan herkese ödenmesi sağlanmalıdır” dedi.
Yaşanan sorunların çok fazla olduğunu, bu sorunlarla başa çıkabilmenin ise örgütlü olmaktan geçtiğini kaydeden Demir, “Bu sorunların çaresi biziz. Irkçılığa, gericiliğe, ayrımcılığa ve bölücülüğe karşı olan Eğitim-İş bu sorunların çözümü için taliptir. Tüm eğitim çalışanlarını Eğitim-İş çatısı altında örgütlenmeye ve bu anlamda 19 Ocak 2013 tarihinde ‘Mesleğimiz Onurumuzdur’ sloganıyla Ankara’da gerçekleştireceğimiz eyleme çağırıyoruz” dedi.
Toplantıda, şube ve temsilcilik yöneticileri siyasal ve sendikal sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundular, MYK üyeleri de sekreterlikleriyle ilgili bilgilendirme yaptılar.