20 yıldır milli eğitim sistemimizi sistematik olarak dinselleştiren siyasal iktidar, kritik gördüğü seçim öncesinde açıkladığı öğretmen atamalarında bu kez çıtayı arşa çıkarmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim konuşması yaparken müjde olarak duyurduğu 45 bin yeni öğretmen atamasının ayrıntılarını açıklayan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ilan ettiği kontenjan dağılımıyla önceliklerinin eğitim olmadığını bir kez daha göstermiştir.
Ön başvuruların 27 Mart-1 Nisan tarihlerinde alınacağını, 8 Mayıs'ta yapılacağını bildirilen atamalarda sınıf öğretmenliği için 7 bin 878, rehberlik alanına 3 bin 604, okul öncesi öğretmenliği 3 bin 269, ilköğretim matematik 2 bin 656, din kültürü ve ahlâk bilgisi alanı için 2 bin 604 kontenjan ayrılmıştır.
İhtiyaç olmadığı halde din kültürü alanına, matematik ve okul öncesi kadar kontenjan ayrılması, bilimsel değil seçimsel bir hamle olarak tarihe yazılmıştır. Üstelik iktidarın her atamada bir ritüel haline getirdiği bu adaletsiz, mantıksız kontenjan dağılımı, birçok kritik branşta görev bekleyen eğitim emekçileri için bir mağduriyete dönüşmektedir.
- Son YKS’de öğrencilerin Türkçe’de 40 sorudan ancak ortalama 17’sine doğru yanıt verdiği, matematik ve fen bilimleri derslerinde net ortalamasının yüzde 50’nin altında olduğu görülmüşken,
- 11 ili vuran depremin eğitimde yarattığı büyük artçı ve göç nedeniyle öğrencilerin yaralarının daha hızlı sarılabilmesi için rehberlik alanına ağırlık verilmesi gerekliliği ortadayken,
- Zaten ısrarla zorunlu eğitime dahil edilmediği için veliler için adeta bir lüks haline gelen okul öncesi eğitim kan ağlarken,
45 bin öğretmen atamasında 2 bin 604 kontenjanı din kültürüne ayırmak, milli eğitim sisteminin acil ve güncel ihtiyaçlarının gözetilmediğini, AKP’nin gerici tabanına bu atamalar vesilesiyle bir rahatlatma mesajı vermeye çalıştığını ortaya koymuştur.
Z kuşağının tabiriyle “bölümü geçmek için çaresizlikten bütün tuşlara basan” iktidar, belki de “giderayak” yaptığı bu atamalarla bizlere de eğitimde düzeltilecek ne kadar fazla yanlışın bulunduğunu, milli eğitim sisteminde açılan yaraların iyileştirilmesi için yolumuzun ne kadar uzun olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır.
Eğitim-İş olarak, öğretmen atamalarının yetersiz ve ihtiyaç değil seçim avantajları gözetilerek yapılmasını kınıyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU