Aydın Söke’de Başbakanın mitingine katılmaları için okullara e-posta gönderilerek müdür, müdür yardımcısı ve personele izin çıkarılması olayına ilişkin olarak bugün Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak saat 11.00’de Adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamasını Eğitim-İş Genel Merkezi adına Genel Mali Sekreteri Engin Çoğal yaptı.
DEVLET, TAYYİP BEY VE ARKADAŞLARININ ÇİFTLİĞİ Mİ?
Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde, Söke İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Buğdayeken'in tüm okullara e-posta göndererek müdür, müdür yardımcısı ve personeli Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Aydın'daki mitingine çağırdığını, mitinge katılacak personelin görevli ve izinli sayılacağı yönünde bir telkinde bulunduğunu kamuoyuna açıklamıştık.
Sendikamızın olayı kamuoyuna duyurması üzerine e-postayı atan İlçe Milli Eğitim Müdürü, “suçu Aydın Valisi’nin üzerine atarak” valiliğin talimatı doğrultusunda hareket edildiğini ifade etmişti. Aydın Valisi ise kendilerinin mitingle ilgili “herhangi bir talimat vermediğini” söyleyerek, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nü yalanlamıştı.
Skandalın ucu, kamu olanaklarını özel çiftliğinin olanaklarını kullanır gibi kullanan AKP’ye dokununca, AKP’nin sevk ve idaresi altında bulunan Milli Eğitim Bakanlığı olaya hemen müdahil olarak, alışılmış çarpıtmalarına bir yenisini eklemiştir. Bakanlık, konuyla ilgili olarak basın yayın kuruluşlarınca yapılan haberlerle kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini iddia ederek, e-postanın Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kendi iç bünyesinde resmi açılış yapacağı okulları duyurmaktan başka amacı olmadığını ifade ederek uygulamayı sahiplenmiştir. İletinin amacından ve içeriğinden iletiyi gönderen İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün ve Müdür’ün suçladığı valiliğin haberinin olmaması, ortaya çıkan derin çelişkinin neden olduğu trajikomik bir tablo ortaya koymaktadır.
Olay, Milli Eğitim Kadrolarını “kendi nikahlarında bile böylesine rahat evet diyemeyen” zeka küpleriyle(!) dolduran MEB’in çarpıtamayacağı ölçüde açıktır. Başbakan 12 Eylül referandumu programı çerçevesinde yaptığı il ziyaretine yönetici ve öğretmenlerin kurum amirlerince çağrılması affedilmez bir sorumsuzluk, kendini bilmezliktir. Kamu gücü ve olanakları kullanılarak bir siyasi partinin değirmenine su taşıyanlardan bunun hesabını soracağız demiştik; hiç kimsenin kuşkusu olmasın, soracağız.
Kamu yöneticileri referandum süresince kesinlikle tarafsız kalmak zorundadırlar. Aksi tutum 298 sayılı kanun hükümleri ve YSK kararları uyarınca suçtur. Olayda seçim yasağı ihlal edilmiştir.
Somut olayda ilgililer, 657 sayılı yasanın 6. maddesinde düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı ve kanunlarına sadakat yükümlülüğüne; 7. maddesinde düzenlenen herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunmama yükümlülüğüne; 8. maddesinde düzenlenen resmi sıfatın gerektirdiği itibar ve güvene layık davranma yükümlülüğüne aykırı davranmışlardır.
Bu eylemler disiplin suçu olmalarının yanı sıra, Türk Ceza Kanunun 257. maddesinde öngörülen görevi kötüye kullanma suçu kapsamında yer almaktadır.
Suça konu eylem ile kamu zararına da neden olunmuştur. Şöyle ki; amir konumundaki kamu görevlisinin, astlarına bir siyasi partinin faaliyetlerine katılmaları için baskı yapıyor olması, devletin tarafsızlığına ve saygınlığına zarar vermektedir. Bu baskı kamu vicdanını rahatsız etmektedir.
Mitinge katılacak olanların görevli izinli sayılacağının ifade edilmesi, kamu gücünün ve kaynaklarının bir siyasi partinin yararına kullandırılması anlamına geleceği açıktır. Bu durum ise bir kısım yöneticilerin görevlerinin gereklerine aykırı hareket ederek AKP lehine avantaj sağlamak niteliğinde değerlendirilecek bir davranış biçimidir.
Sonuç olarak olayda kusuru bulunan İlçe Milli Eğitim Müdürü ile tespiti halinde kusurlu diğer kamu görevlilerinin cezalandırılması amacıyla suç duyurusunda bulunuyoruz. Aynı zamanda seçim yasakları kapsamında olan fiil nedeniyle Söke İlçe Seçim Kurulu’na da şikayet başvurusunda bulunuyoruz.
Saygı ile kamuoyuna duyurulur.
Genel Merkez Yönetim Kurulu