19 Mayıs’ta başlatılan ve emperyalizme karşı yürütülen mücadelenin amacı, ulusal egemenlik esasına dayalı bağımsız bir Türk devleti kurmak olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını koruyabilmesi her şeyden önce Cumhuriyet'in değiştirilemez niteliklerinin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yaşatılmasına, üniter devlet yapısının korunmasına bağlıdır. Ancak bugün Bağımsız Cumhuriyetimiz her zamankinden daha çok tehlike altındadır. İşbirlikçi AKP iktidarı ile birlikte “Dâhili ve harici bedhahlar,” cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine, yapılan devrimlere, Atatürk ilkelerine ve bütün bunları benimseyip savunanlara karşı harekete geçmişlerdir. “Ilımlı İslam” tanımlamalarıyla da demokratikleşmenin ve özgürleşmenin temeli olan laik rejim ortadan kaldırılmak istenmektedir. Tarikatlar ve cemaatlar toplumda etkin kılınarak bir taraftan din devletinin kadroları oluşturulurken, diğer taraftan da halkımızın dinsel inançları ve duyguları sömürülmektedir. Etniksel ayrımcılık politikaları ile de ulusal bütünlüğümüz ve üniter devlet yapısı hedef alınmaktadır.
Ulusumuzun geleceği olan genç nesil bugün ciddi tehditlerle karşı karşıya bulunmaktadır. Genç beyinler şeriat özlemi içerisinde yanıp tutuşan kimi hayalperestlerce, aklın ve bilimin yol göstericiliğinden uzaklaştırılmak istenmektedir.
Eğitim sisteminin içi boşaltılmakta; böylelikle araştırmayan, sorgulamayan, biat eden, aklını, mantığını ve kişiliğini başkalarının emrine veren, özgüvenden yoksun, kararsız nesiller yetiştirmek amaçlanmaktadır. Özgür birey ve yurttaş olmak yerine “kul” olan bir nesil yetiştirmek istenmektedir. Adım adım yürütülen bu projeyi hayata geçirmek için müfredatlar değiştirilmekte, sınava endeksli eğitim sistemi dayatılmaktadır. Böylece binlerce öğrencinin ve ülkenin geleceği karartılmaktadır.
Genç beyinlerin bilimin ışığında ilerlemelerini engelleme çabalarının bir diğer uygulama alanı da üniversitelerdir. Üniversitelerimiz özerk yapısından uzaklaştırılmaya, baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Binası ve kadrosu bulunmayan üniversiteler açılarak gençlerimizin iyi bir eğitim alması engellenmekte, adeta onların önüne set çekilmektedir. Üniversiteyi bitirenlerin de önemli bir bölümü işsiz kalmakta, aileleriyle birlikte önemli psikolojik sorunlar yaşamaktadır.
Atatürk'ün Gençliğe Seslenişi gelecek kuşaklara olan inancının ve güveninin bir göstergesidir. Her türlü tuzak ve engellemelere rağmen Türk gençliği, Atatürk’ün bu inancını boşa çıkartmayacaktır.
Cumhuriyet'in temel değerlerine inanmayanlar, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni ve kurumlarını hedef alanlar, amaçlarına asla ulaşamayacak, aydınlık Türkiye'yi kimse yolundan döndüremeyecektir.
Eğitim-İş, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyor, yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını saygı ile anıyoruz.
Yüksel ADIBELLİ
Eğitim-İş Genel Başkan