CUMHURİYET EĞİTİMİNİ BİTİRME ŞURASI
*Cumhuriyet Eğitimini Bitirme Şûrası Türkiye'de eğitim politikalarının oluşturulmasında belirleyici olan ve dört yılda bir yapılan Milli Eğitim şûralan, ihtiyaç belirleme, hedef saptama ve strateji oluşturma açısından son derece önemlidir. Bir danışma kurulu olan şûrada görüşülen ve karar altına alınan konular Milli Eğitim politikası olarak yaşama geçirilir.
AKP iktidarı döneminde gerçekleştirilen üçüncü eğitim şûrası olan 19. Milli Eğitim Şûrası'nda, "Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri", "Öğretmen Niteliğinin Artırılması", "Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Artırılması" ve "Okul Güvenliği" başlıklannda oluşturulan ihtisas komisyonlarında yoğun tartışmalar yürütülmüştür.
Eğitim-lş, komisyonlarda laik, bilimsel eğitimin ve Cumhuriyetin eğitim devriminin kazanımlannın tek savunucusu olarak mücadele etmiştir. Ancak baştan sona çağdaş, laik, bilimsel eğitime ve pedagoji bilimine meydan okuma şeklinde gerçekleştirilen 19. Milli Eğitim Şûrası, eğitimin modernleşmesinden çok, sadece karma eğitimin ve zorunlu din derslerinin tartışıldığı bir tiyatro oyununa dönüşmüştür.
Eğitim sistemine dair hayati kararların alınacağı şûra, Ankara'da MEB Şûra Salonu dururken kamuoyunun dikkatinden kaçırılmak için Antalya'da toplanmış, yandaş sendika Eğitim Bir-Sen dışındaki sendikaların temsilcileri bir elin parmaklannı geçmemiş, İHH, TÜRGEV ve Ensar Vakfı gibi iktidara yakın oluşumlar delegasyonda yer alırken ADD, ÇYDD ve Alevi Bektaşi Dernekleri şûrada temsil edilememiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı kendi kurşun asker delegasyonunu oluşturmak için 8 Temmuz 2014'te yönetmelik değişikliği yapmıştır. Şûrada, yandaş sendika ve yandaş örgütlerin delegasyon hâkimiyetinde 179 tavsiye kararı alınmıştır. Erdoğan'ın açılış konuşmasında "200 yıldır eğitimi formatlayan sistem kendisine yabancı nesiller yetiştiriyor" diyerek "anaokulundan başlayarak yeni hayat tarzı" mesajını vermesinin ardmdan; zorunlu din dersinin ilkokul 1. 2. ve 3. sınıfa kadar indirilmesi, haftalık din dersi saatlerinin artırılması, hafızlık için eğitime 2 yıl ara verilebilmesi, din derslerine yer açmak için insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi derslerinin kaldırılması, Anadolu turizm ve otelcilik meslek liselerinde "alkollü içki ve kokteyl hazırlama" dersinin kaldırılması ile okulları yarı açık cezaevine çevirecek bir dizi öneri, sayısal çoğunluğu AKP tarafından güvence altına alınmış bir oylama ile resmi tavsiye karan niteliği kazanmıştır.
Şûranın açılış konuşmasında Milli Eğitim Bakam Nabi Avcı, "Şûra gündemi dışında gündem maddelerinin görüşülmeyeceğini ve gündem maddeleri dışında da kararlar alınmayacağım" belirtmişti. Oysa, siyasi iktidarın yapmayı planladığı düzenlemeleri toplumun talebiymiş gibi gündeme getirmekle görevli olan Eğitim BirSen'in komisyonlarda reddedilen önergeleri, tekrar gündeme alınarak oylanmıştır. Birinci gün okulöncesine din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile Kuranıkerim, Siyer-i Nebi'nin ders olarak konması, ilahiler öğretilmesi ve sofra duaları ezberletilmesi isteği de gündem dışıydı ve görüşülüp reddedilmişti. Ancak ikinci gün ilkokul müfredatının görüşülmesi sırasmda bir başka gündem dışı öneri geldi ve kabul edildi. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin, hem de anayasanın 24. maddesine atıf yapılarak 1-2 ve 3. sınıflarda okutulmasına karar verilmiştir. Aynı durum turizm ve otelcilik liselerinde okutulan "Alkollü İçki ve Kokteyl Hazırlama" dersinin kaldırılması konusunda da yaşanmıştır. Yani AKP'nin ileri demokrasisi, eğitim şûrasma da damgasını vurmuştur.
Eğitimi kendi ideolojik hedeflerine göre biçimlendirmek isteyen Milli Eğitim Bakanlığı'nın, farklı fikirlere, demokrasiye, bilimsel düşünceye ne kadar tahammülsüz olduğu ve kendi yayımladığı yönetmeliklere uymaktan aciz olduğu, bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bakan Avcı, şûrada "elbirliğiyle ve gönül birliği içerisinde eğitim sistemimizin, bundan sonraki rotasını belirleyecek, gelecekte alacağımız kararlara ışık tutacak çok önemli tavsiye kararlarının alındığını" belirtmiştir.
Eğitimde 4+4+4 dayatmasını bile gölgede bırakacak kararların alındığı bu şûra, siyasi iktidarın eğitimi dini söylem ve kurallara göre şekillendirme uygulamalarının artarak devam edeceğini göstermiştir. Einstein'm, "Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değil, düşünmek için aklın eğitilmesidir" sözünden hareketle, şûrada alınan kararların hiçbiri Türkiye'nin PISA testlerindekj durumunu değiştirmeyecektir. OECD ülkeleri öğrencilerinin matematik, fen ve okuma düzeylerini ölçen bu testte Türkiye 64 ülke içinde 42. sıradadır. Eğitimin temel sorunlarına çözüm üretmek yerine "dindar nesil" yetiştirme amacına hizmet eden ve toplumda yeni kutuplaşmalar yaratacak şûra kararlannı onaylamak mümkün değildir. AKP'nin eğitim alanında ortaya koyduğu akıldışı dayatmalar karşısında Eğitim-lş, çağdaş, laik ve bilimsel eğitimi savunmaya devam edecek, devrim yasalarına açıkça aykırı olan şûra kararlarının uygulanmaması için her türlü demokratik ve meşru mücadelesini sürdürecektir.
VELİ DEMİR
Genel Başkan
*15.12.2014 tarihli Cumhuriyet Gazetesi 2. sayfasında yayınlanan yazıdır