Güncel Sendika Haberleri

10 Haziran, 2014

BAYRAĞIMIZIN İNDİRİLMESİNİN SORUMLUSU SİYASAL İKTİDARDIR

Diyarbakır’da karakol yapımını ve terör örgütüne yönelik operasyonları gerekçe göstererek Lice’de Diyarbakır- Bingöl karayolunu  hendekler kazarak kapatan terör grupları ile onlara destek verenlerin eylemleri sonucu 2 kişi hayatını kaybetmiş 1 askerimiz ve bazı göstericiler de yaralanmıştır. Hayatını kaybeden bir kişinin cenazesinin taşınması sırasında yüzleri kapalı bir grup, 2. Hava Kuvveti Komutanlığı bahçesinin telle örülü duvarından atlayarak direğe asılı bulunan Türk bayrağını indirmiştir. 

Eğitim-İş olarak olayları üzüntü ve kaygıyla izliyor, bayrağımızın gönderden indirilmesini kınıyoruz. Bölge halkımız bölünmeye karşı olup ulusal bütünlüğü savunmaktadır. Ancak bölgede Büyük Ortadoğu Projesinin görevli aktörlerinin bitmek bilmeyen oyun ve provokasyonları artık tüm Türkiye halkının da sabrını taşırmak üzeredir. Emperyalizmin ajanları bölgede cirit atmakta halkımızın arasında düşmanlık, kin ve nefret oluşturabilecek eylemlere imza atmaktadır. En acısı ise kendisini antiemperyalist, yurtsever, devrimci ve emekten yana tanımlayan bazı parti, dernek ve sendikalar bu oyuna bilerek veya bilmeyerek alet olmakta, halkımızı yanlış bilgilendirmektedirler.

Bu bağlamda; ulusumuzun bağımsızlık simgesi, her bir milimi şehitlerimizin kanı ile bezenmiş bayrağımızın indirilmesini görmezden gelip olayı başka yerlere çekmek isteyenler bilmelidir ki; ulusumuzun şanlı Haziran Direnişinin tek ortak simgesi ayyıldızlı bayraktır, gönderden indirilen de ülke sınırları içinde yaşayan tüm halkın ortak simgesidir.

1789 Fransız Devriminin sonucu oluşan ve çağımızın en modern devlet örgütlenmesi olan ulus devletler; tek ulus ve tek halk çatısı altında, birden çok etnik köken veya milliyetin birleşmesiyle oluşmuştur. Türk Devriminin büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” sözü tam da bu anlamdadır. Kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle birlikte son yüzyılda ortaya çıkan tüm devrimci önderler de Atatürk’ün bu tanımına sahip çıkmıştır.

Bu anlamda; devrimcilik, barış, yurtseverlik ve ilericilik adına ulusumuzun farklı etnik kimlikten olanlarına yapılacak en büyük ihanet ve kötülük, onları bu oyuna, provokasyona sürüklemektir. Yapılması gereken, Atatürk’ün yaptığı gibi, farklılıkları değil ortaklıkları öne çıkarıp kurumsallaştırarak ülkenin bütünlüğüne sahip çıkmaktır.

Bu vesileyle başta siyasi partiler, dernekler ve sendikalar olmak üzere herkesi duyarlı davranmaya; ilerici, yurtsever, devrimci kimliklerini hak eden açıklamalarda bulunmaya davet ediyoruz.

Terörle yapılan pazarlıkların, terörü küçültmek yerine büyüttüğünü, açılım politikaları ve Oslo sürecinden beri izlemekteyiz. AKP iktidarı her seçim öncesinde terör odaklarıyla uzlaşarak terörün bittiği imajı yaratıp bundan yararlanma hesabı yapmaktadır. Çözüm süreci adı altında teröre verilen tavizler, yol kesme, vergi toplama, askeri birliğin içerisinde gönderdeki bayrağı indirme noktasına varan sonuçlar doğurmuştur. AKP iktidarı yaşananlardan birinci derecede sorumludur.

Habur rezaletini yaşatanlar, Andımızı yasaklayanlar, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini sınıflardan kaldıranlar, ulusal değerlerimizi ayaklar altına alanlar artık gelişmeler karşısında ödünsüz ve net bir duruş sergilemeli; terör örgütüne cesaret vermekten sakınmalıdır. Biz Eğitim-İş olarak her şeye rağmen, Atatürk ilke ve devrimlerine, ülkemizin ulusal bütünlüğüne ve değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz.

                 MERKEZ YÖNETİM KURULU