Güncel Sendika Haberleri

13 Nisan, 2009

BİRLEŞİK KAMU-İŞ 1 YAŞINDA

 

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in kuruluşunun 1. Yılında Birleşik Kamu-İş ailesine ve bütün kamu emekçilerine “merhaba” diyebilmenin onuru ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Geride bıraktığımız 2008 yılı ve içinde bulunduğumuz 2009 yılının ilk üç ayında yaşadıklarımız, önümüzdeki sürecin kamu emekçileri ve halkımız için zor bir yıl olacağını göstermektedir.”Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir”,diye halk dilimizde yer alan çok güzel bir sözümüz vardır.2008 yılında ülkemizde açlık, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliği kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. 2009 yılının ilk üç ayında da ne yazık ki bu olumsuzluklar artarak devam etmektedir.

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in kuruluşunun 1. Yılında Birleşik Kamu-İş ailesine ve bütün kamu emekçilerine “merhaba” diyebilmenin onuru ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Geride bıraktığımız 2008 yılı ve içinde bulunduğumuz 2009 yılının ilk üç ayında yaşadıklarımız, önümüzdeki sürecin kamu emekçileri ve halkımız için zor bir yıl olacağını göstermektedir.”Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir”,diye halk dilimizde yer alan çok güzel bir sözümüz vardır.2008 yılında ülkemizde açlık, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliği kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. 2009 yılının ilk üç ayında da ne yazık ki bu olumsuzluklar artarak devam etmektedir.

OECD eşitsizlik raporuna göre kuruluş üyeleri arasında gelir dağılımının en eşitsiz olduğu ülkeler Meksika ve Türkiye. Yolsuzluk konusunda da sicilimiz utanç vericidir. Uluslararası Saydamlık Örgütü’nün yolsuzluk algılama endeksinde, yolsuzlukla mücadele sıralamasında ülkemiz 180 ülke içerisinde 58. sırada yer almaktadır.

TÜİK’in yapmış olduğu araştırmalara göre iş arayıp bulamadığı için çalışmaktan umudunu kesenlerle birlikte ülkemizde işsizlik oranı%22’ye, işsiz sayısı da 5 milyon 572 bin kişiye ulaşmıştır. Büyük bir bölümü üniversite mezunu olan her dört gencimizden biri işsizdir. Sosyal Güvenlik Kurumu verileri üzerinden yapılan hesaplamaya göre, sadece Ekim 2008’den Ocak 2009 sonuna kadar geçen 4 ayda 640.549 kişi işini kaybetmiştir. Son ekonomik kriz nedeniyle işini kaybeden insanlarımızla bu oran ve sayı artarak devam etmekte bu da sosyal ve toplumsal barışın bozulmasına neden olmaktadır.

Bugün toplumun büyük bir bölümünü oluşturan memurun, işçinin, emeklinin, asgari ücretlinin, dul ve yetimlerin maaşlarına AKP iktidarı tarafından 2009 yılı için % 4+4.5 civarında yapılan komik ve utanç verici  artışla birlikte; 14/2’sindeki bir memur 1193 TL, 13/3’ündeki bir hizmetli 1164 TL, 9/1’indeki bir öğretmen 1387 TL, 12/3’ündeki bir hemşire 1351 TL,BAĞKUR emeklisi 500 TL, SSK emeklisi 630 TL, Memur emeklisi 800 TL, eşini kaybetmiş dul bir vatandaşımız 380 TL civarında, asgari ücretli ise 527 TL maaş almaktadır.

Oysa ülkemizde, 2009 Şubat ayında açlık sınırı 740 TL,yoksulluk sınırı ise 2411 TL olarak açıklanmıştır.Diğer taraftan maaşlarına bu kadar komik ve utanç verici artış yapılan çalışanlarımızın 2008 yılında zorunlu harcamalarından olan mercimeğe % 104, doğalgaza % 75,elektriğe %65, kömüre %48, petrol ürünlerine % 40, pirince % 45, kuru fasulyeye % 30, ekmeğe % 25, ayçiçeği yağına % 24, tavuğa % 23, yumurtaya %19, dana etine % 18 oranında zam yapılmıştır.

Çalışanların maaşlarına yapılan zam oranı ile zorunlu tüketim maddelerine yapılan zam oranlarını karşılaştırdığımız zaman durumun ne kadar vahim olduğu görülmektedir. 

Ülkemizde yaşam koşullarının çalışanlar için bu kadar olumsuz ve zor olduğu bir dönemde, sendikalaşma oranı ile yaşam koşullarını karşılaştırdığımızda büyük bir çelişkinin yaşandığını görmekteyiz. Bu çelişkinin de ülkemizdeki sendikal örgütlülüğün istenilen düzeye ulaşamamış olmasından kaynaklandığını düşünüyoruz.

Çalışma Bakanlığı 2008 Temmuz ayı verilerine göre;  ülkemizde 5.414.423’ü işçi, 2008 Aralık ayı itibarıyla 129.343 sözleşmeli personel ve 1.717.515’i memur statüsünde olmak üzere toplam 7.261.281 kayıtlı çalışanımız vardır.

Ülkemizdeki işçi sendikalarına üye işçi sayısı 3.179.000, sendikalaşma oranı ise % 58’dir.

Kamu sendikalarına üye memur sayısı ise 930.000 , sendikalaşma oranı da % 55’tir.

Bugün kamu çalışanlarının 765.000’i  (% 45’i) sendikal mücadelenin dışında kalmıştır.

İçinde bulunduğumuz bu süreçte; ortak sorunları yaşayan ve ortak kaygıları paylaşan bütün emek örgütlerinin ve toplum kesimlerinin güç birliğini sağlamak; çeşitli gerekçelerle sendikal mücadelenin dışında kalan kamu emekçilerini sendikal mücadeleye katmak öncelikli görevimiz olmalıdır.

İşte böyle bir süreçte “Eğitim-İş, Yerel-İş, Birleşik Büro-İş, Birleşik Sağlık-İş, Kültür Sanat-İş” sendikalarından oluşan ve 10 Nisan 2008’de kurulan Birleşik Kamu-İş, kuruluşundan bu yana 30.000’i aşan üye sayısı ile emek ve insanca yaşam mücadelesindeki yerini almıştır. Ama henüz yolun başındayız. İşimizin kolay olmadığını biliyoruz. Çünkü önümüzdeki süreç, zor ve uzun bir mücadele süreci olacaktır. Bütün baskılara, tehditlere ve zorluklara rağmen her geçen gün biraz daha büyüyor ve geleceğe umutla bakıyoruz. Bizim bu mücadelede rehberimiz, büyük devrimci Mustafa Kemal ATATÜRK ve emek mücadelesinin önderleridir.

Mücadelemiz; kamu emekçileri ve halkımız, mutlu, onurlu ve insanca bir yaşam düzeyine ulaşıncaya kadar devam edecektir. Kamu emekçilerinin % 45’i hala örgütlü mücadelenin dışındayken bu mücadelenin ne kadar zor olduğu ve olacağı da unutulmamalıdır. Sizler bu mücadeleye katılmadıkça hep bir eksik olacağız ve hep bir yanımız eksik kalacaktır. Ama sizler de bu mücadeleye katıldıkça taleplerimizi daha güçlü ve yüksek sesle dile getireceğiz. İnanıyoruz ki o zaman ülkemizi yöneten siyasi iktidarlar, başta insanca ve onurlu bir yaşam talebi olmak üzere bizim taleplerimizi dikkate almak ve karşılamak zorunda kalacaklardır.

Unutmayalım ki; insanca ve onurlu bir yaşama ancak örgütlü mücadele ile ulaşabiliriz.

Gücümüz ve farkımız örgütlülüğümüzdür
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Yaşasın BİRLEŞİK KAMU-İŞ!

Hasan KÜTÜK
Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı