Genel Başkanımız Kadem Özbay, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Bülent Metin,Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreterimiz Yeliz Toy, Çorum Şubemizin düzenlediği eyleme katıldılar. Genel Başkanımız Kadem Özbay burada yaptığı konuşmada;
Tasarruf adı altında öğretmenlerin teneffüs aralarında kendi paralarıyla aldıkları çayı yasaklayan ve 21. yüzyılda çayı öğretmenine “lüks” gören bir zihniyetle karşı karşıyayız. Çorum Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu akıl dışı uygulaması, öğretmenlerin yalnızca emeklerini değil, kişilik haklarını da hiçe sayan bir anlayışın ürünü. Ancak mesele sadece bir çay yasağı ile sınırlı değil. Aynı müdürlük, usulsüz görevlendirmelerle, kamu kaynaklarını zarara uğratan ve eğitimde niteliği düşüren uygulamalara imza atıyor.
Yeni atanan İl Milli Eğitim Müdürü, daha görevine yeni başlamışken, ayağının tozuyla pek çok usulsüz görevlendirmeye imza atmıştır. Sınıf öğretmenliğinde öğrencinin yararı her zaman önceliklidir ve sınıf devamlılığı esastır. Ancak bu temel prensip yok sayılarak, sınıf öğretmenleri görevlerinden alınıp destek eğitim odalarına görevlendirilmiş, yerlerine ise geçici öğretmenler atanmıştır. Bu sorumsuz karar, eğitim sürecini kesintiye uğratmakla kalmamış, çocukların pedagojik gelişimini de olumsuz etkilemiştir. İdare, asli görevi olan öğrenci yararını göz ardı etmiş, kişisel menfaatler uğruna bu görevlendirmelere imza atmıştır.
Yıllardır Milli Eğitim ve Valilik bünyesindeki Ar-Ge birimlerinin, belli kişileri kayırmak amacıyla usulsüz görevlendirmelerle kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bu yıl da aynı zihniyet devam etmektedir:
• Daha önce mazereti geçerli kabul edilip bir okulda destek eğitim odasına görevlendirilen öğretmenimizin yerine bu yıl hiçbir geçerli mazereti olmadığını bildiğimiz yandaş sendika yöneticisi görevlendirilmiştir..
• Yandaş sendika yönetim kuruluna aday olan ve kazanamayan bir kişi, keyfi bir kararla Valilik Ar-Ge birimine alınırken, yerine başka bir öğretmen görevlendirilmiştir.
• Milli Eğitim Müdürlüğü ile iyi ilişkiler kuran yandaş sendikaların yöneticileri ve üyeleri, kadrolarının bulunduğu okullardan destek eğitim odalarına görevlendirilmiş; yerlerine ise öğretmenler atanmıştır.
Bir köy okulunda kadrosu olmasına rağmen, 6 yıldır İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge birimine görevlendirilen bir öğretmenin yerine her yıl başka bir öğretmen atanmakta; bu yıl ise sağlık mazereti olan ve Çorum’a gidiş geliş yapan bir Eğitim-İş üyesi zorla bu okula görevlendirilmiştir. Öğretmenlerin sağlık koşulları ve kişisel mazeretleri yok sayılarak, keyfi ve adaletsiz uygulamalar devam etmektedir.
Öte yandan, branşı olmamasına rağmen bir başka öğretmen, talebi üzerine müdür yardımcılığı görevinden alınıp destek eğitim odasına atanmış, kendisine sadece 3 gün ders verilmiş ve kadrosunun bulunduğu okula ücretli öğretmen görevlendirilmiştir. Bu adaletsizlik, öğretmenlerin mesleki onurunu ve öğrencilerin eğitim hakkını hiçe sayan bir başka örnektir.
Özellikle ücretli öğretmen görevlendirmelerinde, tamamen keyfi ve ölçütlerden uzak kararlar alınmaktadır. Hatta AKP il yöneticisinin yakını olduğu iddia edilen emekli bir muhasebeci, Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda özel eğitim öğretmeni olarak görevlendirilmiştir. Bu gibi durumlar, kamu kaynaklarının etkin şekilde kullanılmadığını ve eğitimde liyakatın tamamen göz ardı edildiğini göstermektedir.
03 Ekim 2024 tarihinde Çorum Milli Eğitim Müdürlüğü, okullarda öğretmenlerin kendi parasıyla aldıkları çayı demlemelerini dahi yasaklamıştır. Teneffüs aralarında kısa bir nefes almak isteyen öğretmenlerin çay ihtiyacını bile çok gören bu tasarruf kararı, yönetimin acz içinde olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Öğretmenlerin kendi parasıyla aldıkları çayı demlerken kullandıkları elektrikle tasarruf edeceğine inanan idareye sorularımız var:
• Okul kantinlerinde satılan sağlığa zararlı ürünler neden denetlenmiyor?
• Enflasyonun derinden hissedildiği bu günlerde, öğrencilerin okul kantinlerinde fahiş fiyatlara maruz kalması nasıl açıklanabilir? Marketlerde 5 TL olan suyun kantinlerde 10 TL’ye, dışarıda 10 TL’ye satılan simidin kantinlerde 15 TL’ye satılması nasıl meşru görülebilir?
Bu sorumsuzluklar yetmezmiş gibi, fedakarlık her zamanki gibi yine öğretmenlerden beklenmektedir. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan, özlük hakları eriyen öğretmenlerimiz, bir de çay yasağı gibi akıl dışı uygulamalarla yıpratılmaktadır. Ancak, öğretmenler her zaman onurlarıyla mücadele eden, eğitimin temel direği olan bir meslek grubudur ve bu tür yasaklarla sindirilemez.
Yeni Müdüre Bir Çift Sözümüz Var:
Öğretmenlerimizin haklarını gasp eden, onları hiçe sayan, rencide eden uygulamalar yetmezmiş gibi, bir de Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) Meclis’te görüşüldüğü şu günlerde, yeni Milli Eğitim Müdürü’ne buradan sesleniyoruz:
‘Gölge etme, başka ihsan istemez.’
Eğitim-İş olarak, bu tür usulsüz ve hukuksuz uygulamaların karşısında dimdik duracak, öğretmenlerimizin haklarını savunmak için mücadelemize devam edeceğiz. Tasarruf adı altında alınan bu ve benzeri kararların geri çekilmesini, öğretmenlerin saygınlığına ve emeğine saygı gösterilmesini talep ediyoruz.