Güncel Sendika Haberleri

10 Ocak, 2012

ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

 

Demokratik toplumlarda insanların kendi fikirlerini özgürce ifade edebilmek için doğru bilgiye ulaşmaya ihtiyaçları vardır. Bu haklarını kullanmaları yönünde en büyük katkıyı da basın mensupları sağlamaktadır. Bu bağlamda basının özgür olması, demokratik toplum olmanın da kaçınılmaz bir gereğidir.

Toplumu önemli konularda aydınlatarak kamuoyu oluşturan, meslek ilkeleri ışığında görevini sürdüren basınımızın, özgürlükçü ve demokratik bir anlayışın sürdürülebilirliği açısından hayati bir öneme sahip olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle de gazetecilere ekonomik ve sosyal haklar sağlayan 212 sayılı yasanın 10 Ocak 1961 de kabulüyle ilan edilen “Çalışan Gazeteciler Günü”nün, bu yıl 51. yılını kutluyoruz.

Basının doğru, tarafsız ve ilkeli haber verme misyonunu yerine getirebilmesi, kamuoyunu hiçbir baskı altında kalmayacak şekilde bilgilendirebilmesi için kendi iradesiyle doğru bilgiler ışığında karar verebilmesinin ve bağımsızlığının sağlanması gerekmektedir. Oysa bugün sahip olduğumuz en değerli hakkın, ifade özgürlüğünün elimizden alınmaya çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. Demokrasi, insan hakları yara almış ve basın özgürlüğünden söz etmek giderek imkansız hale geliyor. Her ne kadar Türk basınının özgürlüğü, kanunlarla garanti altına alınmış gibi görünse de, çeşitli yollarla haber ve ifade özgürlüğü baskı altına alınmaya, egemen anlayışın çıkarlarına hizmet eder hale getirilmeye çalışılmaktadır. Basın tekelleştirilmekte, siyasi ve ekonomik gücü elinde bulunduranlar, basını kendi propagandalarını yapmak için bir araç olarak kullanmaktadırlar. Tüm bu baskılara, çalışma koşullarındaki ekonomik ve sosyal sorunlara rağmen basın emekçileri, bizlere en doğru haberi, en hızlı şekilde ulaştırabilmek için olağanüstü bir çaba içinde çalışmaya devam etmektedirler. Özellikle yerel basın, kendi başına ayakta durabilmek için ciddi sorunlarla uğraşmak zorunda kalmaktadır. Bu noktada basın emekçilerinin en önemli hak kaybı kıdem tazminatıyla ilgilidir. Demokratik bir ülkede emeğin karşılığının ödenmemesi, kazanılmış bir hakkın yok sayılması son derece düşündürücüdür. 

Sayın Başbakan Erdoğan'ın basın özgürlüğüne AKP tarafından çizilen sınırları getirmesini de endişe ile izliyoruz. AKP iktidarı, bir taraftan “ileri demokrasi” çığırtkanlığı yaparken, diğer taraftan da otoriter bir devlet anlayışı güderek, kendilerini eleştirenlere ültimatom vermiş, gazetecileri işlerinden etmiş, neredeyse tehdit ederek seslerini kısmaya çalışmıştır. AKP iktidarı döneminde yüze yakın gazeteci cezaevinde bulunmaktadır. Ülkemizde demokratik bir tartışma ortamına karşı duyulan tahammülsüzlüğün en önemli göstergesi işte bu tutukluluklardır.

Basının toplumsal yaşam için taşıdığı önemin daha fazla zarar görmemesi için siyasetin basın üzerindeki baskısı son bulmalı, çatışmalar hukuki yollardan çözülmeli, basın gruplarının tekelleştirilmesine son verilmeli; Türk basını, bilgi verme ve kamuoyu oluşturma görevlerini baskı altında kalmadan yerine getirebilmelidir. Her türlü olumsuzluklarla savaşarak görevini yerine getiren gazetecilerin çalışma şartları daha da iyi hale getirilmeli ve kıdem tazminatıyla birlikte mesleki saygınlıkları yeniden kazandırılmalıdır.

Veli DEMİR

Genel Başkan