Güncel Sendika Haberleri

22 Aralık, 2013

ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ ÇALDIRMAYACAĞIZ

Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklarla mücadele edeceğini öne sürerek iktidara gelen AKP, geçen 11 yıl içinde yolsuzlukları devletin tüm kurumlarına yaymış, ulusumuzun zenginlik kaynaklarını küresel sermayeye peşkeş çekmiş, haklarını gasp ettiği emekçileri yoksulluğa mahkûm etmiş, halkımızın en masum demokratik taleplerini de yasaklar ve tutuklamalarla sindirmeye çalışmıştır.  

Cumhuriyet tarihinin bu en büyük yolsuzluk ve rüşvet iddiası sonucunda, AKP’nin sıcak para trafiği ile ayakta duran, üretimden uzak ve sahte verilerle kamuoyuna sunduğu   “ekonomik başarılarının” asılsız olduğu anlaşılmıştır. Böylece halkımız yoksullukla boğuşurken, yandaşlarını ihya etme çabası içinde olan AKP iktidarının yalan ve talana dayalı düzeni de çökmüştür.

Eğitim-İş olarak, uzun süredir AKP siyasetinin yolsuzluk batağına saplandığını, çok da uzak olmayan bir zaman dilimi içerisinde rant paylaşımının menfaat çatışmalarına dönüşeceğini ve AKP’yi paramparça edeceğini ifade ediyorduk. AKP’nin, Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile karşı karşıya kalmasının ardında her ne kadar Cemaat-AKP çekişmesi var gibi gösteriliyor olsa da aslında bu yaşananlar, vahşi kapitalizmin hizmetkârı olan AKP hükümetinin neo-liberal politikalarının yarattığı kokuşmuşluğun kaçınılmaz sonucudur. Bu aldatmacalar ülkemizin kaynaklarının uluslararası sermayeye peşkeş çekildiği gerçeğini örtemez.

Sebebi ne olursa olsun, ortada çok büyük bir pisliğin olduğuna en küçük kuşku yoktur. Garip-gurebanın, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunma iddiasında olan AKP iktidarı, ortaya çıkan rüşvet, talan ve yolsuzlukların altında kalmıştır. Kısa süre önce de Başbakanlık Başdanışmanın kardeşinin bulaştığı yolsuzlukla sarsılan AKP ve çevresi, cumhuriyet tarihinde bir benzerine daha rastlanmayacak ölçüde vahim iddialar içeren tablodan  “adli süreci bekleyeceğiz” değerlendirmesiyle sıyrılamayacaktır. Soruşturmayı yürüten savcı ve emniyet mensuplarına operasyon düzenleyerek olayın üzerini örtmeye çalışmak, Başbakan’ı ve AKP’yi çok daha karanlık bir aşamaya taşıyacak, soruşturmanın kendilerine ulaşmasını engelleyemeyecektir. Bu skandalın her aşamasının içerisinde olduğuna inandığımız başbakan ve çevresi, oluşturdukları bu yolsuzluk bataklığının içerisinde boğulacaktır.

İktidar mensuplarının, kamuoyunun önünde adeta hiçbir şey olmamış gibi davranmaları, yolsuzluk soruşturmasını etkisizleştirmek için planlar uygulamaları, büyük önder Mustafa Kemal’in Gençliğe Hitabesi’ndeki Bütün bu koşullardan daha acı ve daha tehlikeli olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar duyarsızlık, sapkınlık ve hatta ihanet içinde bulunabilirler. ” tespitindeki haklılığı bir kez daha ortaya koymaktadır.

Bugüne kadar ortaya atılan yolsuzluk iddialarının üstünü örtmeye çalışan, ülkeyi açık cezaevine çevirerek, kendine karşı olan tüm muhalif kesimleri yasaklarla, baskılarla sindirmeye çalışan siyasal iktidar, artık yolun sonuna gelmiştir. Sayıştay raporlarını gizleyen, bu raporları TBMM’den kaçıran,  AKP iktidarının artık bu kokuşmuşluğu örtmeye çalışması nafiledir.

Bakan çocuklarının gözaltına alındığı bu rüşvet ve yolsuzluk operasyonun ardından Başbakan’ın derhal istifasını sunması kaçınılmaz olmuştur. Bu gelişmeler karşısında emekçilerden yana olan güçlerin ‘’Cemaat-AKP kavgası’’ deyip sessiz kalması doğru bir tavır olmayacaktır. Yerel seçim sürecine girdiğimiz bu dönemde emekçilerden yana tüm demokrasi güçlerini, halkımızı Cemaat-AKP ikileminden kurtaracak bir iktidar alternatifi yaratmak gibi tarihsel bir görev ve sorumluluk beklemektedir.

Eğitim-İş olarak artık patlayarak dışa vuran bu kokuşmuşluğa karşı “Hükümet istifa” söylemiyle tüm demokrasi güçlerini temiz Türkiye’nin kurulması yolunda birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU