Güncel Sendika Haberleri

09 Aralık, 2021

ÇOCUKLARIMIZIN HAYALLERİNİ, RÜYALARINI KARARTMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ

İzmir Bornova'da düzenlenen "Laikliğin Önemi" konulu panele katılan Genel Başkanımız Kadem Özbay, Milli Eğitim Şurası’na yönelik eleştirilerini sürdürdü. Özbay, "4-6 yaş grubu, fasulyeyle saymayı öğrettiğimiz, elimizle işaret ederek renkleri anlattığımız, yani pedagojik açıdan soyut düşünce aşamasına gelmemiş çocuklarımıza güya din eğitimi verecekler. Geleceğimiz ve eğitimimiz bilinçli olarak karartılıyor. Çocuklarımızın hayallerini, rüyalarını karartmalarına izin vermeyeceğiz" dedi.

İzmir'de, İzmir 2 No’lu Şubemiz, CHP Bornova İlçe Başkanlığı, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bornova Şubesi iş birliğinde "Laikliğin Önemi" konulu panel düzenlendi. Bornova Belediyesi’nin ev sahipliğinde Bornova Nikah Dairesi'nde düzenlenen panelin oturum başkanlığını, ADD Genel Yönetim Kurulu Üyesi Utku Erişik yaptı. Genel Başkanımız Kadem Özbay, CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel ile ADD Genel Başkan Yardımcısı Tolga Kale etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. 

Genel Başkanımız Kadem Özbay konuşmasında, 97 yıl önce çıkarılan üç devrim yasası ile bulunduğu coğrafyada ilk laik ülkeyi kurarak örnek olan ülkemizin, bugün, AKP iktidarının laikliğe ve cumhuriyet devrimlerine karşı antidemokratik uygulamaları ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Siyasi iktidar eliyle eğitimin dini kurallara göre biçimlendirilmeye çalışıldığını vurgulayan Özbay,  “AKP’nin, eğitim politikalarının oluşturulması ve uygulanması sürecinde önemli görevler verdiği tarikat ve cemaatlerin eğitim sistemine ve ülkeye ne kadar zarar verdiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Bu kurumlar, açıkça çocuklarımızın ve ailelerinin dini yönden istismar edilmesine, Cumhuriyet değerlerine aykırı nesiller yetiştirilmesine aracılık etmektedirler. 20 yıldır ülkeyi yöneten AKP, yeterli sayıda devlet yurdu açmayıp, bir yandan da tarikatlara dernek adı altında yurt açma kolaylığı tanıdığı için çaresiz kalan öğrenciler buralara mecbur bırakılıyor. Bu AKP’nin mecbur bırakma politikasıdır. Eğitim-İş olarak, iktidara geldiği günden bu yana laiklikle kavgalı olan bu anlayışa karşı, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz ve bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği 20. Milli Eğitim Şurası konusunda Eğitim-İş’in çok net bir irade ortaya koyduğunu söyleyen Özbay, “Şuranın başlığında ‘Sarayın himayesinde’ ifadesi vardı. Himaye altında bir toplantı. ‘Biz kimsenin himayesi altında olmayız. Biz bu toplantıda sizin müsamerenizin dolgu malzemesi olmayacağız’ dedik ve şuraya katılmadık” dedi.  

Özbay, AKP döneminde 4 eğitim şurası toplandığına dikkat çekti ve şöyle konuştu:

"Bu şuralarda öğretmenler ve öğrenciler yararına tavsiye kararı verilir. Bu şuraların AKP döneminde hep gizli gündemleri oldu. Son şuranın temel başlığı eğitimde fırsat eşitliğiydi. Anlayışları baştan yanlış. Eğitimin temel bir hak olduğunu bilmiyorlar. İlk gün sarayda şatafatlı talimatlarla başlatılan bir toplantı. İkinci gün 5 yıldızlı otel ve harcanan 1,5 milyon lira. Pandemide bir telefondan 3 ayrı öğrencimiz sözde eğitime ulaşmaya çalıştı. OECD ülkeleri arasında, materyal eksikliğinde 35 ülke arasında birinci olduk. Bu ülkede 1 milyon 200 bin çocuk taşımalı eğitime mahkum edildi. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da ısrarla vurguladığı bir şey var. 'Asıl başarılması gereken şey kültür devrimidir' diyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanetindeki en temel unsur laikliktir. Şuranın gizli gündemi, okul öncesinde din eğitimi amacı net bir şekilde ortaya çıktı.Yine baştan yanlış. Çünkü yine bütün değerleri aynı temaya indirdiler. Evrensel değerler yalnızca din temelli olsaydı bugün Orta Doğu'da sorun yaşanmazdı.

"ÇOCUKLARIMIZ GERİCİLERİN ELİNE BIRAKILIYOR"

4-6 yaş grubu, fasulyeyle saymayı öğrettiğimiz, elimizle işaret ederek renkleri anlattığımız çocuklara, yani pedagojik açısından soyut düşünce aşamasına gelmemiş çocuklarımıza güya din eğitimi adı altında eğitim verecekler. 'Okul öncesi eğitim zorunlu olsun mu?' ‘Hayır olmasın.’ 'Ücretsiz olsun mu?' ‘Hayır olmasın.’ Ama 'Din eğitimi zorunlu olsun' diyorlar. Şuranın bir maddesinde STK'larla iş birliği var. Kim bunlar? TÜRGEV, TÜGVA, İlim Yayma, Ensar. Cirit atıyorlar. Çocuklarımızı cemaatlerin, gerici vakıfların eline bırakıyorlar. Çocuklarımızı gözden çıkarıyorlar. Laikliği anlamayan bu kesimler tarafından eğitimimiz ve geleceğimiz adeta karartılıyor. Antalya'da maalesef bir gencimiz vahşice öldürüldü. Menemen'de Kubilay vahşice öldürüldüğünde, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, 'Gerekirse orayı yakarım' demiş, Cumhuriyet’e sahip çıkmıştı. Bilinçli olarak çocuklarımız gericilerin eline bırakılıyor."