Bir destan niteliğindeki Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, 1923'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun külleri üzerinde modern Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş ve gelişiminde eşine az rastlanan toplumsal bir dönüşüm sürecinin önemli mimarlarından birisi de Hasan Ali Yücel'dir. O, Anadolu rönesansının öncüsü ve lideridir. Çağdaş ve modern eğitimin kurucusudur. Türkiye Cumhuriyetini kuranların tek amacı bağımsızlıktır ve Atatürk tarafından belirlenen net bir vizyonu vardır: Ülkenin uygarlık düzeyini çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne taşımak!
Hasan Ali Yücel de, büyük savaştan yorgun, fakir, fakat zafer ve gururla çıkan ülke halkının bilgi ve düşünce düzeyini artırmayı amaç edinen, Cumhuriyet Devrimi’nin en önemli Milli Eğitim bakanlarından biridir. Milli Eğitim Bakanlığı dönemlerinde ve eğitimle ilgili yaptığı tüm çalışmalarda aklın ve bilimin ışığında tam bağımsız bir eğitim politikası ve yetişmiş insan gücü adına onlarca projeye imza atmıştır. Çeşitli eserlerin Türkçeleştirilmesi ya da Türkçeye çevrilmesi gibi çalışmaları olmuştur. Ancak projelerinin en büyüğü “KÖY ENSTİTÜLERİ”dir. İsmail Hakkı Tonguç ile birlikte gerçekleştirilen bu proje yüz akımız olmuştur. Hızla hayata geçirilmiş bu projeyle Hasanoğlan’dan, Beşikdüzü’ne, Lâdik’ten İvriz’e kadar yurdun çeşitli bölgelerinde toplam yirmi bir Köy Enstitüsü açılmış, yapılan bu eğitim devrimi Cumhuriyetin ve çağın en önemli eğitim atılımı olarak tarihe geçmiştir.
Ne yazık ki bu yüksek dinamizm ve Cumhuriyetçi kadronun kazandırdığı ivme gerici ve tutucu egemen güçlerden tepkiler almaya başlamıştır. Ülkenin toplumsallaşma sürecini kolaylaştırmak için gerçekleştirilen Köy Enstitüleri girişimi, kazandığı onca olumlu sonuca karşın dinsel değerlerin çöküşüne neden olduğu gerekçesi ve komünizm geliyor korkutmalarıyla tamamlanamamıştır. Sığ kafalı siyasilerin çıkarları ve kısır düşünce yapılarının bir sonucu olarak, bu çabalar kasten engellenmiş, bilimin ışığını yakalamakta gecikilmiştir.
Sultanahmet mitinglerinde ön saflarda bulunan, suikastlar atlatan, yurt dışına eğitim için giden öğrenciler arasında kendi oğlunun (Şair Can YÜCEL) olmasını şaibe yaratacağı düşüncesiyle engelleyen ve onun yerine Gazi adında bir öğrenciye burs veren (Profesör Dr. GAZİ YAŞARGİL), adil, akılcı, bilime inanan bir bürokrat ve devlet adamıdır O. Cumhuriyet kazanımlarını sürdürecek gençliğin ve yöneticilerin, böyle devlet adamlarına ve bilimin aydınlatıcı gücüne, şu anda da o günlerdeki kadar gereksinimi vardır.
Onu ölümünün 49. yılında, rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Bugün olduğu gibi halkını çocuklarına feda eden değil, gerekirse çocuklarını halkına feda eden, O’nun gibi yöneticilere olan özlemimizle…
Eğitim-İş Genel Merkez Yönetim Kurulu