Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 89. yıl dönümünü, Cumhuriyetin öneminin bilinci ve kurucusuna duyduğumuz saygı ve sevgiyle kutluyoruz.
Çağdaş, demokratik ve laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri 19 Mayıs 1919’da atılmış, 23 Nisan 1920’de ulusal egemenlik anlayışı kabul edilmiş, 29 Ekim 1923’te en büyük devrimimiz olan Cumhuriyet’in ilanı ile sonuçlanmıştır.
Cumhuriyet; ümmetçilik yerine ulusçuluğu, kulluk yerine yurttaşlığı, gericilik yerine çağdaşlığı seçenlerin kurduğu bir rejimdir. Ancak bugün demokrasiyi amaç değil, kendi ümmetçi anlayışlarını gerçekleştirmek için araç olarak gören zihniyet işbaşındadır. Bu zihniyet emperyalist güçlerin de desteğiyle, Lozan Antlaşması’yla elde edilen kazanımları bugün pervasızca yok etmeye çalışmaktadır.
Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışmaya açılmakta; üniter devlet yapısı hedef alınmakta; başta Öğretim Birliği ilkesi olmak üzere devrim yasaları çiğnenmekte; Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmekte; Türkiye, bir karanlığa doğru sürüklenmektedir. Siyasi iktidar, 4+4+4 gerici eğitim sistemi ile asli hedefinin, cumhuriyetle hesaplaşmak, ulusal düzeydeki eğitimi tamamen cemaatlerin kontrolüne ve piyasa koşullarına sunmak olduğunu ortaya koymuştur.
89 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu içlerine sindiremeyen emperyalist güçler, bugün taşeron terör örgütleriyle ülkemizi bölmeye çalışmaktadır. Emperyalizmin bir dediğini iki etmeyen siyasi iktidar ise ülkeyi bölmeye çalışan terör örgütüyle müzakere masasına oturmakta, mutabakatlar imzalanmaktadır. Eğitim-İş olarak diyoruz ki; içeride ve dışarıda ülkemizi bölme hayali ile avunanlar, dün olduğu gibi bugün de hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Cumhuriyetin 89 yıl önce kendilerini kölelikten kurtarıp yurttaş konumuna yükselttiğini unutanlar ve bölücü terör örgütü asla amacına ulaşamayacaktır.
AKP iktidarının son on yılda uyguladığı basiretsiz dış politika ile Türkiye, adeta ABD’nin taşeronluğuna soyunmuş, Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla emperyalizme diz çöktürmüş olan bu topraklar emperyalizmin üssüne dönüştürülmüştür. Suriye’nin işgali çerçevesinde hazırlanan senaryolar birer birer yürürlüğe girmekte, Türkiye emperyalizmin koçbaşı olarak savaşa sokulmak istenmektedir.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük devrimim” dediği laik Türkiye Cumhuriyeti’ne içten ve dıştan yönelebilecek tehditlere karşı, bugün her zamankinden daha dikkatli ve uyanık olmak zorundayız.
İçten ve dıştan gelen gerici, bölücü ve yıkıcı tehlikelere karşı Ulusumuz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlik ve beraberlik içinde olacaktır.
Eğitim-İş, tam bağımsızlık ve ulus egemenliğine dayanan; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, üniter devlet yapısı içinde korumaya ve sonsuza kadar yaşatmaya kararlıdır.
Atatürk’ün ve onun kurduğu Cumhuriyetin eğitim çalışanları olarak biz her türlü tehlikenin farkındayız. Yetiştirdiğimiz Türk gençliğini de bu konuda uyanık tutmak asli görevlerimizden biridir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyor, tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU