Güncel Sendika Haberleri

08 Şubat, 2021

CUMHURİYETİN KURUMLARI, CUMHURİYET DÜŞMANLARINI ÖVME YERİ OLAMAZ

Atatürk’e, O’nun devrim ve ilkelerine saldıranlara göz yuman, buna karşın Cumhuriyet karşıtlarını, şeriatçıları, koruyan, kollayan siyasi iktidar her geçen gün haddini biraz daha aşmaktadır.

Bunun bir örneği, Milli Mücadele döneminde İngilizlerin desteği ile gerici isyanlara destek veren ve Kuvayi Milliye’ye düşman Teali İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf’ın, ölümünün 95. yılında devlet erkânı ve AKP’lilerin de katıldığı törenle anılması olmuştur.

Milli Mücadele’nin karışık dönemlerinde aralarında Said-i Kürdi’nin, Milli Şehidimiz Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal Bey’in katli için fetva veren Mustafa Sabri Efendi’nin de üye olarak bulunduğu, Kuvay-ı Milliye hareketine karşı çıkarak düşmanla işbirliği yapan “Teali İslam Cemiyeti”nin kurucularından olan İskilipli Atıf Hoca, cumhuriyetten sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin yenilik ve ilerlemeye doğru attığı adımlara engel olmak ve halkı isyan ve irticaya teşvik etmek kastıyla yazdığı, yasaklanan ve toplatılmasına karar verilen yazılarını, el altından Anadolu’nun değişik yörelerine dağıtması nedeniyle İstiklal Mahkemeleri’nce suçlu bulunarak idam edilmiştir.

Bu siyasi iktidar döneminde gerici ve bölücü güçler cesaret bularak tekrar ayağa kalkmıştır. İstiklal Savaşı’na karşı çıkan ve düşmanla işbirliği yapan “Teali İslam cemiyeti”, “Kürt Teali Cemiyeti” gibi gerici ve bölücü zihniyetin izinden gidenler, bugün de Cumhuriyete ve ülkenin bütünlüğüne yönelik saldırılarını her fırsatta sürdürmektedirler. Cumhuriyet rejimi ile kavgalı olan İskilipli Atıf Hoca’nın bu iktidar döneminde memleketi Çorum İskilip’te adına anıt mezar dikilmiştir.

Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığında yarışan bölücü ve gerici zihniyet artık bizzat cumhuriyetin kurumları içerisinde de varlığını sürdürmekte, geçmişte Atatürk ve devrimlerine karşı çıkan gerici ve bölücülere iade-i itibarda bulunma, adlarına anma törenleri düzenlenmesine aracılık etme görevini üstlenecek kadar ileri gitmektedirler.

Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkmış ve düşmanla işbirliği yapan cemiyetler kurmuş, Cumhuriyet düşmanı gerici bir zata; “ülke büyüğü”, “ilim adamı”, “aksiyon ve dava adamı” sıfatları yakıştırılarak itibar edilmesi; onun adına anma ve tanıtım günleri düzenlenmesi kabul edilemez.

Kurtuluş Savaşı, yalnız ülkemizi işgal eden emperyalizme karşı değil, onun içerideki işbirlikçileri olan bölücü ve gerici güçlere karşı da kazanılmış bir savaştır. Kazanılan bu zafer Cumhuriyetle taçlandırılmıştır.

Cumhuriyetin kurumları, cumhuriyet düşmanlarına itibar etme yeri olarak kullanılamaz. Böyle bir anlayışa devletin anayasal kurumlarının alet edilmesine sessiz kalınmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden ve oturdukları koltukları Cumhuriyet’e borçlu olan kamu görevlilerinin, cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun bir davranış içinde olmaları zorunludur.

Eğitim-İş olarak uyarıyoruz; Atatürk devrimleri Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun da geleceğinin de güvencesidir. Yaşadığı ülkenin nasıl ve ne fedakarlıklarla kurulduğunu bile idrak edememiş bu çarpık zihniyetlere, kalbinde Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi taşıyanlar gereken cevabı vermekten geri durmayacaklardır.

 

            MERKEZ YÖNETİM KURULU