Güncel Sendika Haberleri

06 Mayıs, 2016

DARAĞACINDAKİ ÜÇ FİDANI SAYGIYLA ANIYORUZ

Son nefeslerinde dahi “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi” diyen "Tam Bağımsız Türkiye" şiarını belleklere kazıyan, 68'in devrimci gençlik liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı 6 Mayıs 1972'de idam edilişlerinin 44. yıldönümünde saygıyla anıyoruz.

Türkiye bugün Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenleyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının önemini daha iyi anlamaktadır. 

1960 sonrası emperyalizmin askeri üstleriyle, süt tozlarıyla, sermayesiyle ülkemize girerek Lozan’la tescillenmiş bağımsızlığımızı ortadan kaldırma girişimlerine karşın güçlü bir antiemperyalist dalga yükselmişti. Mavi tulumlarıyla işçi sınıfı, emeğine, işine, aşına sahip çıkmak için sokaklara dökülmekte, gençlik eğitim hakkına, bilime ve ülkesine sahip çıkmaktaydı. Köylüler, efendinin üretenlerin olduğunu ürünlerini yok pahasına kapatıp efendilik taslayanlara derslerini vermeye başlamış, aydınlarımız aydın olmanın sorumluluğu ile kalemlerini halktan emekten yana kullanmaya başlamıştı.

İşçi, köylü, gençlik ve aydınlarımız emperyalizme karşı “Tam Bağımsız Türkiye” hedefinde kol kola girmişti. Emperyalizm ve işbirlikçilerinin korkulu rüyası gerçekleşmeye başlamıştı. İlan edilen sıkıyönetimler, medyada karalama ve iftiralar ve ardından 12 Mart faşist darbesi… Sıkıyönetim mahkemelerinde kararı emperyalist odaklarca önceden verilmiş yargılamalar ve idam cezası…

Sanıyorlardı ki bu üç fidan korkacak, özür dileyecek, af dileyecek. Sanıyorlardı ki bu üç devrimcinin idam sehpasında dizleri titreyecek. Ama titreyen cezaevinin duvarlarında yankılanan “Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!” sesini duyan cellatlar, idam kararını verenler oldu. İşbirlikçiler her gün uykularından bu sesle irkilerek uyandılar. 

Deniz Gezmiş ve arkadaşları “Tam Bağımsız Türkiye” inancını Mustafa Kemal Atatürk’ten, Cumhuriyet devriminden almışlardır. “Biz bağımsızlık istiyoruz dediğimiz zaman, tam bağımsızlık istediğimizi herkesin anlaması gerekir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan gittiğini Deniz Gezmiş yargılaması sırasında da şu sözleriyle açıklamıştır: “ Bu memlekette Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz. 35 milyon metrekare vatan toprakları işgal altındayken, bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür.”

Bugün “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı” diyerek meydanlara çıkan eğitimcilere, özelleştirmeye karşı yürüyen işçilerimize, eğitim hakkı isteyen gençlerimize, taleplerini haykırmak isteyen halkımıza faşist yöntemlerle saldıranların korkusu, yeni Denizler’in artarak ortaya çıkması korkusudur.
Oysa Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan gencecik birer fidan iken, halkın daha özgür ve mutlu olacağı bir ülke hayalini kurdular ve bunun için haklarında idam kararı verildiğinde asla korkuya kapılmadılar. Çünkü onlar girdikleri yolun doğru olduğuna kesin olarak inanmışlardı. O yüzden Deniz Gezmiş mahkeme meydanında gür sesiyle, başı dik bunu haykırmıştı: “Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum. Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyorum.”

O günden bugüne kadar geçen süre içinde, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, unutulmak bir yana, onurlu bir kuşağın gurur duyulan isimleri haline geldiler. Çünkü Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durum ve bunun karşısındaki çaresizlik, bu sürece daha en başında direnen devrimci gençlik hareketini ve onun önderlerini daha da değerli kılmaktadır.
Denizlerin idamının ne anlama geldiği bugün Türkiye’de daha da anlam kazanıyor. Devrimci gençlik hareketinin o dönemde istediği: Emperyalistlerin tahakkümünden kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen bir Türkiye’dir. Yani “Tam Bağımsız ve Demokratik Türkiye”. Denizlerin idam kararıyla aslında idam fetvası verilen “Bağımsız Türkiye Özlemi”dir.

Eğitim-İş, 6 Mayıs 1972'de darağaçlarındaki son soluklarında bile “Tam bağımsız Türkiye” diye haykıran üç fidanın devrimci düşüncelerini ilk gün sıcaklığında yüreklerde, bilinçlerde ve  vicdanlarda yaşatmaya devam edecektir. Onların sevdası bizim sevdamızdır.

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE !!!

          MERKEZ YÖNETİM KURULU