Güncel Sendika Haberleri

22 Temmuz, 2016

DEMOKRASİ DIŞI ARAYIŞLARIN PANZEHİRİ BİLİMSEL VE KAMUSAL EĞİTİMİ GÜÇLENDİRMEKTİR

Milli Eğitim Bakanlığı, 15 Temmuz emperyal güdümlü darbe girişiminin ardından, cemaate ait olduğu gerekçesiyle 626 eğitim kurumunun kapatılması kararını almıştır.

AKP iktidarı döneminde, eğitimde piyasa merkezli işletmeci anlayışı yerleştirilmeye çalışılmış, birçoğu cemaat ve tarikatlara ait özel okullara yönelik doğrudan teşvik uygulamalarında ciddi adımlar atılarak kamusal eğitim alanı daraltılmıştır. AKP, kendi döneminde sayıları iki kat artan dershaneleri “paralelle mücadele” bahanesiyle özel okullara dönüşmeye zorlarken, devlet okullarına vermediği kaynağı, yandaş özel okullara peşkeş çekmiştir. Kamusal kaynaklar, eğitimin ticarileştirilmesi için özel sermayeye aktarılırken kamusal eğitimin niteliği düşürülmüştür.

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, okul, derslik, öğretmen ihtiyacı ve altyapı sorunlarına rağmen 2016 yılı için 76 milyar TL olarak belirlenmiştir. OECD ülkelerinde milli gelirin ortalama yüzde 6’sı eğitime ayrılırken, Türkiye milli gelirin yaklaşık yüzde 3,45’ine karşılık gelen bu bütçeyle eğitime en az pay ayıran ülkeler arasında yer almaktan kendini kurtaramamıştır. Öngörülen milli eğitim bütçesiyle parasız, nitelikli ve herkese eğitim anlayışının yaşama geçirilmesi mümkün olmamıştır.

Yine kırsal kesimde pek çok köy okulu işlevsiz kalırken, geçtiğimiz öğretim yılında taşımalı eğitim artarak sürmüştür. 43 bin 959 okul, 11 bin 853 merkez okula taşınırken, taşınan öğrenci sayısı ise 808 bin 332 olmuştur.

AKP iktidarı eğitim sistemini “dindar ve kindar nesil” yetiştirme hedefine uygun olarak bir yandan gericileştirirken, öte yandan da tam bir işletme mantığıyla ticarileştirme ve yerelleştirme çalışmalarını hızla sürdürmüştür. Eğitimin bilimsel, çağdaş, ulusal, parasız, tarafsız, eleştirel, objektifliği gibi ilkeleri bir kenara bırakılarak, eğitim belli bir ideolojiye hizmet eder hale getirilmiş, okullar cemaat, dernek ve vakıflara teslim edilmiştir.

Bütün bunların sonucu olarak, yoksul halk çocukları cemaatlerin, tarikatların kucağına itilmiştir. Bakanlığa bağlı okullarda eğitim gören çok sayıda öğrenci bu tür yapılara ait yurt, ev ve etüt merkezlerinde kalmaktadır. Devlet, kendi sorumluluğu altındaki bu çocukların eğitimini, barınmasını,  ihtiyaçlarını belirli amaçlara hizmet eden, çoğu dini esaslara göre eğitimi şekillendirmek isteyen, eğitimin bilimsel ve laik yapısını, karma eğitim anlayışını yok etmeye çalışan bir kısım tarikatların, Cumhuriyet düşmanı vakıf, dernek veya cemaatlerin eline terk etmemelidir.

Tablo bu kadar ciddiyken cemaate ait olduğu gerekçesiyle 626 okulun kapatılması nitelikli bir eğitim sistemi oluşturmak için yeterli değildir. Yapılması gereken eğitimin her kademesindeki tüm özel okulların kamulaştırılması olmalıdır. Cemaatlerin ve tarikatların okullarımızdaki faaliyetlerine son verilerek bilimsel, laik, demokratik eğitimin herkese eşit ve parasız olarak sunulması sağlanmalıdır.

Eğitim-İş olarak yıllardır savunduğumuz laik, bilimsel, demokratik ve kamusal eğitim konusundaki mücadelemizi sürdüreceğiz. 

        MERKEZ YÖNETİM KURULU