Bugün Sendikamız Eğitim İş’in kuruluşunun 5. yıldönümünü kutluyoruz.
5 yıl sonunda, bizlere güvenenlerin yüzlerini kara çıkarmamış olmanın huzurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Büyük özverilerle başladığımız yolculuğumuz boyunca, düşünsel referanslarımıza sadık kalarak; işkolumuzun ekonomik, özlük, demokratik hak ve çıkarları mücadelesini gerektiği gibi yerine getirmeye çalıştık.
“Artık Eğitim İş var !” diyerek yollara düştüğümüzde bizleri alaya alanların, ülkemizin aydınlık geleceğine yapılan her saldırı sonrasında, halkımızın sabırsızlıkla ses vermesini bekledikleri bir değer haline geldi Eğitim İş...
Her türlü baskı ve engelleme girişimlerine rağmen elde ettiğimiz büyük başarı nedeniyle örgütümüzün yürekli ve bir o kadar da fedakâr emekçilerine sonsuz teşekkür ediyorum.
Eğitim İş, Atatürk’e ve devrimlerine yürekten bağlı, adalet-eşitlik-özgürlük gibi evrensel değerleri kendisine ilke edinmiş bir emek örgütüdür.
Düşünsel referansı “sol”un özgürlükçü ve dayanışmacı ilkeleri olan Eğitim İş’in politikalarının merkezinde ; işkolunun ekonomik, sosyal, siyasal, demokratik hak ve özgürlüklerinin iyileştirilmesi hedefi vardır. Cumhuriyetimizin aydınlanma devrimleriyle evrensel sol değerleri sentezleyen bakış açısı ile örgütlü öğretmen hareketinin liderliğini geri almaya talibiz, mutlaka alacağız.
Eğitim İş misyonunun tarih sahnesinden geçici olarak çekildiği süreçte, kamu görevlileri sendikal mücadelesi ciddi itibar kaybına uğramıştır. Tahribatın olumsuz etkilerini yok etmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Geçen 5 yıl boyunca, karşı devrimci anlayışın okullara egemen olmasının önüne geçebilmek için çok ağır bedeller ödeyerek varoluş gerekçelerimizin gereğini yerine getirdik. Bu nedenle kuruluşumuzun 5. Yılı kutlamalarında eğitim işgörenlerinin ve halkımızın karşısına alnımız ak, başımız dik çıkıyoruz.
Çağdaş toplumların gözünde öğretmenlik dünyanın en kutsal mesleğidir. Bir ülkenin öğretmeni mutlu ve huzurluysa, halkı da mutlu ve huzurludur.
Başarısız siyasi süreçlerin bir şekilde telafisi mümkündür ancak mutsuz, huzursuz ve idealizmden uzaklaşmış eğitimcilerin yaratacağı toplumsal yıkımın telafisi mümkün değildir.
Ülkemizde öğretmen ve öğretmenlik mesleği saygınlığını hızla kaybediyor.
Öğretmen, çok mutsuz, umutsuz… Paramparça, sınıflara bölünmüş durumda. Ekonomik olumsuzluklar nedeniyle öğrencisinin önünde başı eğik.
Devletin kendisinden çağdaş ve yurtsever bir kuşak beklentisi olmadığını, özel dershane ve özel eğitimi teşvik etmeye çalıştığını görmek, inancını büsbütün yitirmesine neden oluyor. Çünkü sistem, üreten değil, biat eden, kişiliksiz eğitimci yaratmanın peşinde...
Öğretmenin duyarlı, ülke sorunlarını kavramış, bilinçli ve üretken yurttaş yerine, ezik yurttaş yetiştirmesinin teşvik edildiği bir tarihsel dönemden geçiyoruz. Bu tabloya son verilmemesi halinde karanlığın içinde yapayalnız kalacağız.
Eğitim ve bilim emekçilerini mutsuz eden prangaları kırmak, halkımıza hak ettiği geleceği kurgulayan eğitimci ordusunu yaratmak için mücadele ediyoruz. Bizi biz yapan değerlerimizle, kararlılığımızla bunu başaracağız. Başarmak zorundayız.
Yüksel ADIBELLİ
Genel Başkan