“ÖMK’ya karşı sendikalar neden bir arada hareket etmiyor?” sorusu, haklı olarak eğitim emekçilerinden ve ilerici kamuoyundan yoğunca sorulmaya başlandığı için yanıt verme gereği doğmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki sendikaların üyelerinden gelen birleşik bir mücadele talebini çok anlamlı ve değerli buluyoruz. Zaten ÖMK konusunda birleşik bir mücadele için çabalayan ilk sendika da Eğitim-İş olmuştur.
Hatırlanacağı üzere; sendikamız, mesleğimize hakaret niteliğindeki bu kanun henüz taslakken dahi ayrım yapmadan tüm sendikalara eş zamanlı olarak ortak mücadele çağrısı yapmış, davet yollamıştır. Bu çağrılar hem sendikal bürokrasinin gerektirdiği üzere antetli/resmi yazışmalarla hem de kamuoyu önünde yapılmıştır. Bugün, kamuoyunda yoğunlaşan bu haklı soruya cevap vermekten kaçınmak için göstermelik olarak “birliktelik” isteyenler dahil, çağrılarımıza hiçbir sendikadan yanıt gelmemiştir.
Hem eğitim emekçileri hem de eğitim sistemi için bu kadar büyük bir tehlike söz konusuyken diğer sendikaların kâr/zarar muhasebesi yapmasını, amiyane tabirle keyfini bekleme lüksümüz olmadığı için, Eğitim-İş kendi mücadele rotasını çizmiş ve ÖMK’ya karşı yükselen itirazın örgütleyicisi, pekiştiricisi olmuştur. Ailemizin, yeni gelen üyelerimizle kısa zamanda çok büyük bir ivmeyle büyümesi de mücadele rotamızın ve duruşumuzun sağlaması olmuştur.
Şimdi bu manzaraya bakıp daha fazla erimemek için, “bak ben çağrı yapıyorum ama gelmiyorlar” diyebilmek için, biz Meclis’te bu garabet kanunu yapanlara “öğretmene parmak sallanmaz” derken sessizliğe gömüldüğü süreci unutturmak için yapılan çağrıları, göstermelik ve yetersiz buluyoruz.
Henüz yakın bir geçmişte yaşanan bu ibretlik sürece rağmen, altını çizmek isteriz ki yine de biz birleşik bir mücadeleye varız. Ancak birleşik mücadele tartışmasının bugün alanlarda en çok emeği veren Eğitim-İş üzerinden yürütülmesini, sanki bizler bunun önüne geçiyormuşuz gibi gösterilmesini; yani ÖMK’ya karşı eylem yapmayanlar yerine eylem yapanların tartışılmasını hayretle karşılıyoruz.
Daha dün bizim çağrımıza sessiz kalanların kamuoyunda tepkiler tavan yapınca bize yönelttiği çağrının ıskaladığı yer şudur: yanlış soru sorularak doğru yanıt alınmaz. Tartışmanın odağında ve hedefinde kendi ilan ettikleri eylemlerden dahi kaçan, hem mesleğimize kabus gibi çöken bu ÖMK’nın hem de ona karşı bir ortak mücadele zemini kurulamıyor olmasının sorumlusu olan iki büyük sendika olmalıdır.
Eğitim-İş, eğitim emekçisinin haklarına sahip çıkmayı, eğitim sendikalarının bu fayda dengelerinde bir ortaklık kurmaya uğraşmaktan daha acil ve kıymetli gördüğü için, mücadelesine devam edecektir.
Yani bir mücadele edenler var, bir de mücadele etmek istermiş gibi görünenler; ama kaçınılmaz hakikat şairin sözlerindendir:
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
MERKEZ YÖNETİM KURULU