“Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nda görüşüldü.
Komisyonda, Eğitim-İş’i temsilen Genel Başkanımız Veli Demir ve Genel Basın Yayın Sekreterimiz Barış Düdü hazır bulundu.
Genel Başkanımız Veli Demir, burada yaptığı konuşmada, eğitimde tarihin en kapsamlı tasfiye operasyonuna yol açacak yasa tasarısının endişe verici olduğunu ve geri çekilmesi gerektiğini vurguladı. Dershanelerin sınavlara endeksli eğitim sisteminin bir ürünü olduğunu, ezberci, eleyici, seçkinci bir eğitim anlayışında dershanelerden kurtulmanın mümkün olmadığını belirten Demir, dershane sayısının AKP iktidarı döneminde hızla arttığına dikkat çekti.
AKP hükümetinin, bu tasarı ile kamusal eğitim alanını daha da daralttığını, özel öğretimin doğrudan desteklenmesi eğitimin özelleştirilmesine yönelik ciddi adımlar attığını söyleyen Demir, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için devlet okullarının güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Demir, dershane öğretmenlerinin KPSS’siz mülakatla MEB kadrosuna alınmasının, ataması yapılmayan 350 bin öğretmene haksızlık olacağını kaydetti ve MEB’de zaten var olan torpil ve yandaş kayırmanın öğretmen atamalarına da sıçrayacağını söyledi.
Tasarı yasalaştığında okul yöneticilerinden 4 yılını dolduranların görevlerinin sona ereceğini ve 100 binin üzerinde okul yöneticisinin kıyıma uğrayacağını kaydeden Demir, bu durumun MEB’de kadrolaşma hamlelerinin doruk noktası olacağını ifade etti. Demir, tasarıda, yeni yönetim kadrolarının valiler aracılığıyla okul ve kurumlarda görevlendirilmesi öngörülerek, kadrolaşmanın yanı sıra eğitimde yerelleşmenin de önünün açıldığına dikkat çekti.
Tasarı ile öğretmenlerin iş güvencesinin yok edileceğinin altını çizen Demir, “Tasarıda, aday öğretmenlerin en az bir yıl fiilen çalışması, adaylık döneminde herhangi bir disiplin cezası almamış olması ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanacağı belirtilmiştir. Bu düzenleme ile aday öğretmenlerin asil kadrolara geçişi zorlaştırılmaktadır. Yani siyasi iktidar istemediği öğretmenin stajyerliğini kaldırmayabilecektir. Bu düzenleme kabul edilemez” diye konuştu.
Demir, Talim Terbiye Kurulu’nun görev ve yetkilerinin de budandığını, MEB’de tek adamlık anlayışının yerleştirilmeye çalışıldığını vurguladı.
Demir, AKP iktidarının dershanelerin kapatılması konusunda “çocukların sosyalleşmesini engellediği” gerekçesini öne sürdüğünü de anımsattı ve “Bunları söylerken, okullarımızda beden eğitimi, müzik ve resim derslerini kaldırmaya çalışıyorsunuz. Bu derslerin kaldırılması çocuklarımızın estetik, sportif, işitsel, duygusal ve sosyal gelişimini sekteye uğratmak anlamı taşır” diye konuştu.
Eğitimin sistemden kaynaklı sorunları karşısında çözüm üretmekten daha çok sorun üreten MEB’in, yaşanan sorunların kaynağını öğretmenlermiş gibi göstererek öğretmenleri hedef tahtasına koyduğunu söyleyen Demir, “Eğitimin kilit taşı öğretmenlerdir. Eğitim-İş olarak öğretmenlerimizin haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devleti ise sosyal devletin gereği olarak vatandaşın eğitiminden sorumludur. Piyasacı ve özelleştirmeci eğitim anlayışı terk edilmeli, eğitimin her aşaması parasız olmalıdır. Bilimsel, laik, demokratik, kamusal ve parasız eğitim her yurttaşımızın ayağına eşit bir şekilde götürülmeli, eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Eğitim-İş bunun mücadelesini meşru zeminlerde ve her platformda verecektir” dedi.
Komisyon Tutanakları İçin Tıklayınız