Güncel Sendika Haberleri

09 Aralık, 2011

EĞİTİM MÜFETTİŞLERİNİN SORUNLARINI DİLE GETİRMEK İÇİN MEB ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI YAPTIK

Bugün Milli Eğitim Bakanlığı önünde saat 14:00'te, genelde eğitimin ve eğitimcilerin, özelde eğitim müfettişlerinin sorunlarını dile getirmek için eğitim müfettişleriyle birlikte bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamasına Sendikamız Genel Merkezi adına Genel Başkan Veli Demir, Genel Eğitim Sekreteri Mehmet Akıncı, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Barış Düdü ile Konfederasyonumuz Genel Başkanı İsmail Tutoğlu, Genel Sekreteri Cengiz Gülebay ve Birleşik Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Şahindokuyucu katıldılar.

BASINA VE KAMUOYUNA

Köklü bir geçmişe ve Türk Eğitim Sisteminde çok önemli bir yere sahip olan Eğitim müfettişliği unvanı, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile “il eğitim denetmenine” dönüştürülmüştür.

Müteakiben, yıllardır uygulamaya geçirilemeyen “eşit işe eşit ücret”  düşüncesini hayata geçirmek için 666 Sayılı KHK ile ek ödeme uygulaması getirilmiştir. Eğitim müfettişlerine kısa süre önce bir adlandırma hatasıyla denetmen unvanı verildiği için, eşit iş yaptıkları müfettişlerle değil,  denetmenlerle aynı kapsamda ek ödeme verilmiştir.
Eğitim müfettişlerine denetmen unvanı verilemez. Çünkü;

1.  Müfettişlerle denetmenlerin atanma şekli farklıdır. Eğitim Müfettişleri, yıllardan beridir 4 yıllık bir fakülte bitirip en az 8 yıl mesleki görev yaptıktan sonra kanunların öngördüğü usule göre seçilerek atanmışlardır. Denetmenlerin atanma koşullarında ise 8 yıl çalışma şartı yoktur. Bu atama şekliyle müfettişlerden farklıdırlar.

2. Müfettişlerle denetmenlerin kanundaki statüleri farklıdır. 657 Sayılı Yasanın I Sayılı ek gösterge cetvelinde bütün müfettişler genel idare hizmetleri sınıfının (g) bendinde yer almaktadırlar.   Denetmenler ise bir alt bend olan (h) bendinde  yer alırlar. Yani müfettişlerden daha alt statüdedirler.

3. Eğitim Müfettişlerinin ek göstergeleri 3600 iken, denetmenlerin ek göstergeleri 2200 dür. 3600 ek göstergeyle çalışmakta olan eğitim müfettişlerine ek göstergesi 2200 olan “denetmen”  unvanının verilmesi akıl almaz bir hatadır.

4. Müfettişlerle denetmenlerin yetki farkı vardır. İl eğitim denetmenleri statü olarak il müdürüne bağlı olarak çalışmakta ve milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürlerini de denetlemekle yetkilidirler. Denetmenlerin bu şekilde teftiş yetkisi yoktur.

5. Denetmenlikle eğitim müfettişliği görevi farklıdır. Denetmenler,  bir alana ilişkin kontrol görevini yerine getirmektedirler. Oysa eğitim müfettişlerinin görevleri kontrol etmek değildir. Eğitim müfettişlerinin görev alanlarında rehberlik ve işbaşında yetiştirme, teftiş, inceleme, soruşturma ve araştırma görevleri yer almaktadır.   Üniversite mezunu yüzbinlerce yönetici ve öğretmenin rehberlik ve teftişini yapan eğitim müfettişlerine “denetmen”  unvanın verilmesi büyük hatadır. Yapılan işin benzer olmadığı açıktır.  Eğitim müfettişlerine denetmen unvanı verilerek denetmenlerle eşit iş yapıyor sayılması hukuka aykırıdır.

6. Denetmenliklerin çoğu kontrol memurluğundan dönüştürülmüştür. 1994 yılında Muhasebe kontrol memurları muhasebe denetmeni; Milli emlak kontrol memurları milli emlak denetmeni; Vergi kontrol memurları vergi denetmeni yapılmışlardır. 2011 yılında Sosyal güvenlik kontrol memurları Sosyal güvenlik denetmeni yapılmışlardır. Hatta ürün denetmenlerinin bir kısmı kökende pamuk eksperidir. Eksperler, 1983 yılında ihracat kontrol memuru yapılmışlar, 1994 yılında dış ticarette standardizasyon denetmeni yapılmışlar, 2011 yılında ise ürün denetmeni yapılmışlardır. Oysa eğitim müfettişliği onlarca yıldır üniversite mezunu öğretmenlerin ancak ikinci bir üniversitede müfettişlik eğitimi alarak atandıkları bir meslek olmuştur.

7. Müfettişlik kazanılmış bir haktır. Müfettiş olmak için ikinci kez üniversite eğitimi alıp sınav kazanarak müfettişliğe atanan ve yıllardır müfettiş olarak çalışan, eğitim müfettişlerinin unvanının denetmen olarak değiştirilmesi, kazanılmış hakkın alınmasıdır ve hukuk devletine yakışmamaktadır.

8. Maliye Bakanlığında, vergi denetmenleri vergi müfettişi yapılarak teftiş sistemi tek çatı altında birleştirilmiştir.  Milli Eğitim Bakanlığında da bakanlık müfettişleri ile eğitim müfettişlerinin tek çatı altında birleştirilmesi gerekirken, eğitim müfettişlerinin denetmene çevrilerek teftişin ayrıştırılması son derece  tutarsız bir uygulamadır.

9. Yıllardır eğitim müfettişlerine yapılan ayrımcılık ve ötekileştirme politikaları meslektaşlarımızı usandırmıştır. Bütün müfettişlere makam ve görev tazminatı verilirken, eğitim müfettişlerine verilmemiştir. Eğitim müfettişleri, yaz-kış demeden ülkenin her karışında görev yaptığı, her yıl onlarca kaza geçirdikleri, iş riski ve iş güçlüğü diğer müfettişlere göre fazla olduğu halde “iş güçlüğü zammı” diğer müfettişlerden az ödenmiştir. Eğitim müfettişlerine hiçbir müfettişlikte olmayan ağır rotasyon koşulları getirilmiştir. Devletteki bütün müfettişler, kamu konutlarından görev tahsisli olarak yararlanırken, eğitim müfettişlerinin görev tahsisli lojman hakları ellerinden alınmıştır.  İmamlık, vaizlik, polislik, öğretmenlik gibi meslekler  kariyer basamaklarına ayrıldığı halde, kariyer meslek olan eğitim müfettişleri için kariyer basamakları uygulaması getirilmemiştir. Zorunlu atamaya tabi personel eşi olan eğitim müfettişlerinin eşleri bu kapsama alınmamıştır. Eğitim müfettişlerinin eşlerine 2011 yılında bir kez bile tayin isteme hakkı tanınmamış, aileleri  parçalanmıştır. 

10. Eşit işe eşit ücret anlayışını hayata geçiren 666 Sayılı KHK’da eğitim müfettişlerine hak ettikleri ek ödeme verilmeyerek mağdur edilmiştir. Eğitim müfettişleri, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin teftişlerini yapmakla yetkilendirildikleri ve statü olarak daha üst düzeyde oldukları halde ek ödeme oranları il milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürlerinden düşük tutulmuştur.

11. Milli Eğitim Bakanlığında uygulanan bazı politikalardan eğitim camiası rahatsızdır. Öğretmenlere ek ödeme verilmemesi, öğretmen açığının devam etmesi, ücretli öğretmen çalıştırılması, okullara yeterli ödenek gönderilmemesi, okullarda yeterli sayıda yardımcı hizmetli bulunmaması,  özür grubu atamalarının yılda bir sefere indirilmesi, bakanlığa eğitim camiası dışından bürokratlar atanması, çalışanlar arasındaki ücret dengesizliği bunlardan bazılarıdır.

12. Eğitim çalışanlarına hak ettikleri değer verilmediği sürece, eğitim sisteminden yeterince verim alınamayacağı Bakanlıkça iyi bilinmeli, eğitim personelinin moral ve motivasyonunu en üst düzeyde tutacak çalışmalar yapılmalıdır.  

13. Eğitim müfettişlerine uygulanan tecrit politikasına son verilmeli, eğitim müfettişi unvanları iade edilmeli; Bakanlık teftiş sistemi tek çatı altında birleştirilerek eğitim müfettişlerine, benzer görev yapan müfettişlerle eşit haklar vermelidir.

Bu gün eğitim müfettişlerinin ve diğer eğitim çalışanlarının sorunlarını dile getirmek için bir araya gelen meslek örgütleri ve sendikalarımıza teşekkürlerimizi sunuyor ve hep birlikte haykırıyoruz.

SADECE ADALET İSTİYORUZ!

EĞİTİM-İŞ

EĞİTİM MÜFETTİŞLERİ ADALET PLATFORMU

EĞİTİM-SEN

MÜFETTİŞLER DERNEĞİ 

TEM-DER

TÜRK EĞİTİM-SEN