Milli Eğitim Bakanlığı izlediği politikalar ile çocuklarımızın çağdaş, düşünen, sorgulayan bireyler olarak yetiştirilmesinden her geçen gün biraz daha uzaklaşmaktadır.
Gerici müfredat, ‘seçmeli’ adı altında zorunlu din dersleri, sınav kaosları gibi çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek birçok karara imza atan Bakanlık, bu kez Gençlik ve Spor Bakanlığı ile el ele vererek yine çocuklarımızın mağduriyetine neden olmuştur.
Ulusların geleceği yetişmekte olan çocukların ve gençlerin fiziksel, ruhsal gelişimine bağlıdır. Bu nedenle eğitim, bireyin ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkararak en üst düzeyde gelişimini sağlamalıdır. Ancak genel eğitimin ayrılmaz bir parçası ve bütünleyicisi olan beden eğitimi derslerinin 4+4+4 sistemine geçişle ilkokullardan normunun kaldırılması, çocuk merkezli bir eğitimden uzaklaşıldığının en somut örneği olmuştur.
Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) arasında imzalanan bir protokolle okullar arası spor faaliyetleri GSGM’ye devredilmişti. GSGM bünyesinde bulunan Okul Sporları Şube Müdürlüğü de bu faaliyetlerin genel organizasyonunu yapmıştı.
Ancak 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı Okul Sporları İl Birincilikleri müsabakalarının başlamasına az bir zaman kala GSGM kemer sıkma politikası gerekçesiyle küçükler kategorisinde ulusal olarak yapılan müsabakaları mahalli olarak yapma kararı aldı. Bu karar, siyasi iktidarın eğitim politikalarında olduğu spor politikalarında da çocuklarımızı odak olarak almadığının göstergesidir.
Ayrıca, geçtiğimiz yıl il dışı okul sporları müsabakalarına katılan birçok okul bu müsabakalara ait avans ücretlerini Gençlik Spor İl Müdürlüklerinden hala alamamışlardır. Yine il dışı müsabakalara katılabilmek için nakit avans almak isteyen beden eğitimi öğretmenleri, Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri tarafından ödenek olmadığı söylenerek geri çevrilmektedir. Birçok beden eğitim öğretmeni çocukları müsabakaya götürmek için kendi kredi kartlarıyla harcama yapmış ve ödemekte zorluk çektikleri için mağdur olmuşlardır.
Çağımızda devletler vatandaşlarının ve özellikle gençlerinin sanatsal ve sportif gelişimini destekleyecek her türlü adımı atmayı geleceğe yatırım olarak görmekte ve bu yönde politikalar üretmekteyken, her iki bakanlığın bu uygulamalar ile hedeflediği gayeyi anlamak mümkün gözükmemektedir.
“Büyüyen, gelişen, sporda başarılı olan güçlü bir Türkiye istiyoruz” diye hamasi nutuklar atan Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, toplam maliyeti yaklaşık 3 milyar 400 milyon lira olan stadyumlar için ödenek bulunurken çocuklarımızın beden ve ruh sağlığı için büyük önem taşıyan müsabakalar için neden ödenek bulunamadığını nasıl açıklayacaktır?
Eğitim-İş olarak çocuklarımızın ve Beden Eğitim öğretmenlerimizin daha fazla mağdur edilmemesini, ödenmeyen harcırahların ödenmesini, okulların ve çocuklarımızın rahatça müsabakalara katılımının sağlanmasını istiyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU