Emperyalist işgale karşı vermiş olduğu bağımsızlık ve özgürlük mücadelesiyle, işgal altındaki bütün ulusların umudu ve önderi olmuş, yapmış olduğu devrimlerle bir ulusun küllerinden yeniden doğmasını başarmış, içinde bulunduğu çağın en çağdaş ve bağımsız devletini kurarak bizlere emanet etmiş, Büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'ü aramızdan ayrılışının 83. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.
Atatürk, düşünceleri, başarıları, eserleri, ilke ve devrimleriyle yaşadığı çağı aşan ve her dönemde güncelliğini koruyan büyük bir liderdir. Engin ileri görüşlülüğü, barış yanlısı tutumu, insani değerlere verdiği önem, düşüncelerindeki evrensel boyut, Atatürk'ü dünyanın en büyük liderlerinden biri yapmıştır.
Büyük Önder Atatürk, ülkenin ve halkın içinde bulunduğu olanaksızlıklara boyun eğmemiş, kararlı ve dirençli tutumuyla Türk halkını bağımsız Türkiye ülküsü doğrultusunda yönlendirerek zafere ulaştırmıştır.
O’nun, ülkemizin kurtuluşu ve çağdaşlaşmasında oynadığı rol, tarihin akışına yön verecek büyüklüktedir. Atatürk ulusumuza olduğu kadar insanlığa da mal olmuştur. Atatürk, yalnız bir asker, ileri görüşlü bir devlet adamı değil, aynı zamanda büyük bir devrimci ve düşünce adamıdır.
O büyük devrimcinin kurmuş olduğu çağdaş, laik, demokratik tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan bugüne 98 yıl geçmesine rağmen emperyalist güçler O’nun düşüncelerine ve kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne saldırmaya devam etmektedir.
Ne yazık ki, Mustafa Kemal’in bize emanet ettiği ülkemiz bugün Cumhuriyet tarihinin en sıkıntılı ve zor sürecinden geçmektedir. Bu süreçte emeğimize, geleceğimize, bilimsel eğitime, laik demokratik Cumhuriyetimize ve Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ulusal bağımsızlığımıza ve bütünlüğümüze, sosyal hukuk devletine ve yargı bağımsızlığına yönelik saldırılar kaygı verici boyutlara ulaşmıştır.
Eğitim-İş olarak bir kez daha altını çiziyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti dervişler, şeyhler, müritler, mensuplar memleketi olmayacaktır. Bu ülkede özgür ve insanca yaşayabilmemiz yalnızca laik Cumhuriyeti yaşatmakla mümkün olacaktır.
O’nun ardından bize düşen en büyük görev “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözünde de vurguladığı gibi cumhuriyete sahip çıkmak ve gelecek nesillere aktarmaktır.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim neferleri olarak, O'nun "açtığı yolda, gösterdiği hedefe, hiç durmadan yürüyeceğimize ant içiyoruz."
Hatırasıyla bile bize yol gösteren büyük önderimizi sonsuz bir özlem ve saygıyla anıyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU