ABD seçimleri sonrasında Barack Hussein OBAMA’nın başkan seçilmesini bütün dünya sevinçle karşıladı. Hatta ülkemizde kurbanlar keserek, davul zurna ile halay çekerek karşılayanlar bile oldu. Benzer olaylar OBAMA’nın ülkemizi ziyaret ettiği bu günlerde de yaşanmaktadır.
ABD, küresel emperyalizmin önderidir. Ne pahasına olursa olsun sömürüyü yaygınlaştırma gibi bir görevi vardır. Ayrıca küresel mali krizin faturasını da az gelişmiş ve bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden tahsil edecektir. Tahsildarın, icra memurunun güler yüzlü olması sonucu değiştirmeyecektir. Anadolu tabiriyle “Yırtılan yine Hacı Bekir’in yakası” olacaktır. Yani George Bush’un asık suratlı olması, OBAMA’nın tebessüm ediyor olması çok fazla bir şeyi değiştirmeyecektir. Emperyalist sömürü düzeni her geçen gün vahşileşerek sürecektir.
Orta Doğu’nun, Kafkasların ve Asya’nın petrolü, doğal gazı için emperyalizmin aslanı ABD, bu enerji koridorlarında yine kükreyerek dolaşacaktır. Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) ortadan kalkmayacak, OBAMA tarafından biçimi ve içeriği yeni koşullara göre düzenlenerek uygulanmaya devam edilecektir. Afganistan, Pakistan, Irak, Lübnan, Filistin ve dünyanın birçok yerinde emperyalizmin çıkar savaşları sürecek, dünyamız kan, ateş ve barut kokmaya devam edecektir. Yine milyonlarca insan, bu savaşlarda ölümün kucağına atılacaktır. OBAMA da olanları Beyaz Saray’ından tebessüm ederek izleyecektir.
AKP iktidarı, ABD’nin ve OBAMA’nın ayağının türabı olmayı, başbakan Tayyip ERDOĞAN da BOP eş başkanı olmayı sonuna kadar sürdürecektir. Yani işbirlikçi ve teslimiyetçi anlayışta bir değişiklik olmayacaktır. Bu da demektir ki, Batı Cephesinde bizim lehimize değişen bir şey yok. IMF ve Dünya Bankası ümüğümüzü sıkmak için fırsat kollayacak, en kısa zamanda da sıkacaktır. Ümüğümüzü sıkanın elinde eldiven olması bizi boğulmaktan kurtarmayacaktır.
Eğitim-İş olarak diyoruz ki, Türk halkı ve yöneticileri bu vahşi ABD kapitalizminin, küresel sermayenin sırıtan yüzü OBAMA’ya asla kanmamalıdır. Yüce Atatürk’ün izlediği onurlu dış politikadan, “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesinden ayrılmadan tüm dünya halkları ve ülkeleriyle dostane, barışçı bir dış politika yürütülmelidir. Tam bağımsızlık her şeyden önde tutulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bağımsızlığı olmayan uluslar emperyalist ülkelerin kölesi olmaya mahkumdurlar. Yakın tarihimizi hatırlayıp olanlar, yaşananlar karşısında duyarlı ve uyanık olmak zorundayız.
Yüksel ADIBELL
Genel Başkan