Güncel Sendika Haberleri

22 Haziran, 2022

FABRİKA AYARLARINA DÖNMESİ GEREKEN ÖĞRETMENLER DEĞİL MEB’DİR

Milli Eğitim Bakanlığı, bugüne kadar sürdürdüğü, öğretmenlerin taleplerini, ihtiyaçlarını dikkate almayan tavrını, bilim dışı ve dayatmacı anlayışını, Mesleki Gelişim Eğitimi gündemini belirlerken de sergilemiştir.

NLP (Neuro Linguistic Programming) olarak düzenlenecek seminerde "Merhamet ve Yavaşlatmak", "Öğretmenin Fabrika Ayarları", "Hizmet İçi Eğitimde Yeni Yaklaşımlar" gibi başlıkların yer alması dikkat çekicidir. 

“Öğretmenin Fabrika Ayarları” gibi aşağılayıcı bir konu başlığı belirleyen MEB’i, hangi kriterlerle hareket ettiğini, bu konu başlıklarıyla eğitimin hangi sorunlarına çözüm üretmek istediğini açıklamaya davet ediyoruz. Burada belirtmek isteriz ki fabrika ayarlarına dönmesi gereken öğretmenler değil, Cumhuriyet ve aydınlanmanın değerlerine ve fikirlerine alerjisi olan MEB’dir.

Yine Bakanlık, bir milyon öğretmene eğitim vermesi için, SADAT'la ilişkili bir Psikolojik Harp uzmanı, anti-laik açıklamaları olan bir Cumhuriyet karşıtı ve hakkında sayısız spekülasyon olan Nevzat Tarhan adlı şahsa kapılarını açmıştır.

Suikast ve gayri nizami harp eğitimi veren bir yapıyla ilişkisi bulunan Nevzat Tarhan, programda öğretmenlere, "Zor durumların yönetimi, mesleki doyum, bilgelik psikolojisi, bilimsel liderlik, değişen dünya ve eğitimi" üzerine seminer verecek. Yine bu konu başlığıyla eğitimin hangi sorunlarına çözüm üretilmek istendiği belli değildir.

MEB’in, öğretmenlerin mesleki gelişimi açısından büyük önem taşıyan seminer gündemini onların ihtiyaçlarını dikkate almadan, iktidarın dünya görüşüne yakın isimler üzerinden belirlemesi kabul edilemez. Bilimsel çalışmalar yapmak yerine, AKP’nin siyasi çıkarlarına hizmet edecek kişilerin fikirlerinin öğretmenlere dayatılmasını onaylamak mümkün değildir.

Tüm bu çabalar, AKP’nin laik, ulusal ve bilimsel eğitimin içini boşaltma hedeflerinin bir örneğidir.

Milli Eğitim Temel Kanunu’nda ve Anayasa’da, Türk Milli Eğitim Sisteminin temel esasları olarak yerini almış çağdaş, bilimsel, laik eğitime, Anayasa ile güvence altına alınan Devrim Kanunları ve demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerine aykırı düşünce ve uygulamaların Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul ve kurumlarda yer bulması anayasaya aykırıdır.

Varlık sebebi olarak kendisine yukarıda işaret edilen ilkeleri benimsemiş olan Eğitim-İş olarak söz konusu seminerde, Cumhuriyete ve değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine, anayasa ve kanunlara aykırı ifadelerin yer alıp almadığını tespit edip hem şahıslarla hem de düzenleyicisi ve sorumlusu olan MEB’le ilgili gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız.

MEB, laik, bilimsel eğitim anlayışına aykırı uygulamalardan ve kendi siyasal gündemini dayatmaktan vazgeçmeli, eğitimin çözüm bekleyen sorunları ile ilgilenmelidir.

Eğitim-İş olarak, bu anlayışa karşı, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz; bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.

                  MERKEZ YÖNETİM KURULU