Güncel Sendika Haberleri

28 Mart, 2018

GENEL BAŞKANIMIZ ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARINI GİRESUN’DA SÜRDÜRDÜ

Genel Başkanımız Orhan Yıldırım, liselere giriş sınavlarıyla ilgili, “Bu özelleştirmeye zemin hazırlamaktır. Yapılan sistem buna yol açacaktır. Mahallesinde Anadolu Lisesi olmayan bir veli İmam Hatip Lisesi’ne gitmek istemeyen çocuğunu uygun fiyatla özel okula gönderecektir” dedi.

Genel Başkanımız Orhan Yıldırım, örgütlenme çalışmaları kapsamında Giresun’da çeşitli temaslarda bulundu.

Yıldırım, Giresun İl Temsilciliğimizde Yönetim Kurulu ve üyelerimizin katılımı ile gerçekleştirilen toplantının ardından İl Temsilcilik Başkanımız Hüseyin Yılmaz, Örgütlenme Sekreteri Ahmet Polat Yazıcıoğlu ve Basın Yayın Sekreteri Mehmet Öztürk’le birlikte Giresun Valisi Harun Sarıfakıoğlu’nu ziyaret etti. Giresun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü, ADD Giresun Şubesi’ni ve yerel basını da ziyaret eden Yıldırım, CHP Giresun İl Başkanlığı’nda basın toplantısı gerçekleştirdi.

TÜRKİYE’DE EĞİTİM ÖZELLEŞİYOR

Toplantıda konuşan Yıldırım, Türkiye’deki eğitim sorununun 80 milyonu ilgilendirdiğini söyledi.

Liselere giriş sınav sisteminin sınavlar yaklaşmasına rağmen henüz netleşmediğini ve okulların listesinin belli olmadığını da ifade eden Orhan Yıldırım, şöyle devam etti:

“Bu yıl sınava girecek 8’inci sınıf öğrencilerimizi tamamı ne tür soru çıkacağını bilemeden, ne zaman sınav yapılacağını bilemeden, soru yüzdeleri netleşmeden bir sınav sistemine hazırlanmak zorunda kaldılar. Üstelik bu süreç içinde bakanlık sınav sistemini revize etti. Halen de sonucu kendileri de tahmin edemiyor. Bakanın talihsiz olarak yaptığı kaliteli okul, kalitesiz okul açıklamalarıyla başlayan yeni sınav sistemi halen belirsizliğini koruyor. Bahsedilen okulların listesi henüz açıklanmadı. Hiçbir öğrenci hangi okulda okuyacağını bilmiyor. Kendi mahallesinde bu tür okulların olup olmadığını bilmiyorlar. Sayın cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi hiç kimse evinin yakınındaki okula gidemeyecektir.”

Türkiye’deki özel okul sayılarının artırılmak istendiğini ve bunu Milli Eğitim Bakanının bizzat söylediğini hatırlatan Yıldırım, “Türkiye’deki özel okullar yüzde 9 civarındadır, OECD ülkelerinde yüzde 18-20 civarındadır. Ve bakan ısrarla ‘bizde de 18-20 olmalıdır, bunun için çaba gösteriyoruz’ demektedir. Bu çabası da bu sınav sisteminde ne yazık ki karşılığını bulacaktır. Çünkü çevresinde, mahallesinde istemediği türden okullara yazılmak istemeyen öğrencilerin velileri ne yazık ki çocuklarını özel okullara kaydetmek zorunda kalacaklardır. Bizde devletin anayasal görevi olan eğitimin çağdaş, parasız, ulusal, erişilebilir ve sürdürülebilir bilimsel bir alt yapıda devletin her bir çocuğuna bunu sunmak zorunda olduğu eğitimin devlet tarafından parayla yol gösterilmesini doğru bulmuyoruz. Bir ülkede eğitim devletin ana görevlerinden biridir. Bunu da devletin yapacak gücü vardır. Bu politikalardan siyasal iktidarın biran önce dönmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Yıldırım, uygulanmak istenen sistemin özelleştirmeye zemin hazırladığını da vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Mahallesinde Anadolu Lisesi olmayan bir veli İmam Hatip Lisesine gitmek istemeyen çocuğunu uygun fiyatla özel okula gönderecektir. Bunu Haziran ve Temmuz aylarında hep birlikte yaşayacağız. Çünkü aklın yolu birdir. Bu kesinlikle böyle gerçekleşecektir. Eğitim sistemimizde ‘zenginlerin okulu fakirlerin devlet okulu’ şeklinde bir yönelim vardır. Bu Türkiye’de ekonomik durumu yeterli olmayıp da çok zeki ve ülkemize büyük katkı sunacak gençlerimizin önünü kapatacak ve bu zeki gençlerimiz dahiyane fikirlerini kullanabilecek mesleki kariyere ulaşamayacaktır. Bu işte de Türkiye kaybedecektir.”

PERFORMANS SİSTEMİNİ ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ

Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri Yönetmeliği Taslağı’nı da eleştiren Yıldırım, performans sisteminin bu haliyle hiçbir öğretmenin yanında olmayacağını vurguladı. Yıldırım, şöyle devam etti:

"Hiçbir sendikanın böyle bir performans sistemini desteklemeyeceğini, performans sisteminin öğretmenleri ve eğitimdeki sorunları daha da fazla artıracağını, dolayısıyla öğretmenlerin Türkiye'nin tüm köy, kasaba okulları başta olmak üzere fedakarca çalıştıkları bir noktada mesleğin yeniden karışıklığa sürüklenmesine yol açacağını, dolayısıyla böyle bir sistemin asla uygulamaya geçmemesi gerektiğini söylüyoruz."

Yıldırım, 109 bin öğretmen açığı olduğunun bilindiğini de kaydetti ve ihtiyaç olan bu rakamın tamamının kadrolu olarak atanmasını istedi.

Ücretli öğretmenlik uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Yıldırım, "Aynı üniversiteden mezun olmuş, aynı diplomaya sahip iki öğretmenin iki yan sınıfta biri bin 300 lira alırken diğeri bunun 3 katına yakın ücret alması kabul edilebilecek bir uygulama değildir." dedi.