Güncel Sendika Haberleri

10 Nisan, 2012

GENEL BAŞKANIMIZ VELİ DEMİR, ZONGULDAK VE EREĞLİ’DE BİR DİZİ ETKİNLİĞE KATILDI

GENEL BAŞKANIMIZ VELİ DEMİR, ZONGULDAK VE EREĞİLİ’DE BİR DİZİ ETKİNLİĞE KATILDI

Genel Başkanımız Veli Denir 07-08 Nisan 2012 tarihlerinde, Eğitim-İş Zonguldak Şubesi ile ADD Zonguldak Şubesinin Zonguldak ve Ereğli’de düzenlediği bir dizi etkinliğe katıldı ve bu çerçevede bazı demokratik kitle örgütlerinin yanı sıra Genel Maden İşçileri Sendikasına ziyarete bulundu

Genel Başkanımız Veli Demir’in Zonguldak programının ilk günü, 04.07.2012 tarihinde  Eğitim-İş Zonguldak Şubesi'nin düzenlediği kahvaltı programı ile başladı. Öğretmenevi'nde yapılan kahvaltı programına, Genel Başkan Veli Demir'in yanı sıra Zonguldak Şube Başkanımız Metin Kahveci, Yönetim Kurulu Üyeleri, Ereğli Temsilcilik Başkanımız Cengiz Başaran ve yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda üye ve aileleri katıldı.

Kahvaltı açılış konuşmasını yapan Metin Kahveci, Genel Başkan Demir'e kahvaltı programına katıldığı için teşekkür ederek şunları söyledi:

ZONGULDAK ŞUBE BAŞKANI KAHVECİ; "YOLA ÇIKIŞ AMACIMIZ, ÜLKE VE SENDİKACILIKTIR”.

"Yola çıkış amacımız: ülke ve sendikacılıktır. Bir ülkenin olmazsa olmaz ilkesiyle yola çıktık. Birinci önceliğimiz ülkemiz ve Atatürk mirasına sahip çıkmaktır. Yönetim olarak bazı eksikliklerimiz oldu, sıkıntı çektiğimiz konular oldu. Etkinliklerimize katılım az, bütün üyelerimizin etkinliklere katılmasını istiyoruz. Sendikal bilinci ve kültürü yaşatmak zorundayız. Emperyalizme karşı omuz omuza mücadele etmemiz gerekiyor.

Ardından söz alan Genel Başkan Veli Demir, Zonguldak'ta bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek şöyle konuştu:

"SINIF ÖĞRETMENLERİMİZİN İŞ GÜVENLİĞİ ELDEN GİDECEK"

"Eğitim-İş’in Zonguldak'ta üye sayısı 400'ü geçti, artık bundan sonra şube oldu ve Eğitim-İş Zonguldak’ta emekçinin sesi olacak. Zonguldak çok önemli bir emekçi kenti, Zonguldak denilince akla işçi, direniş ve Bülent Ecevit geliyor.1980’den sonra direniş ilk buradan başladı, o dönemde siyasal iktidarı sarsacak bir direniş örneği gösterdi. Bizim asıl gündemimizde 4+4+4 dediğimiz ucube yasa var. Bizler eğitim süresinin uzatılmasına karşı değiliz, bunların amacı bu değil, bunlar eğitim süresinin kısaltmaya çalışıyorlar. Kız çocuklarımızın kamusal hakkını almaya çalışıyorlar. “Kabile savaşlarında kazanan her şeyi alır”. AKP Hükümeti'nde de bu zihniyet var. Okula başlama yaşını 5 yaptılar. Dünyanın hiç bir yerinde bu uygulama yok. 5  yaş okula başlama yaşı değildir dedik. Yanlış dedik, yazık dedik. Sınıf öğretmenlerimizin iş güvenliği elden gidecek. Dertleri eğitimi özelleştirmek... Çocuklar anne-babalarından önce cemaatin, tarikatların ve işadamlarının çocukları olacak."

Konuşmaların ardından Ereğli Lisesi Müdürü Mahir Ersöz, Genel Başkanımız Demir'e hatıra olarak Madenci Heykeli'ni takdim etti. Kahvaltı programı sonrasında, Genel Başkanımız, sendikamızın Zonguldak Şube binasında yapılan basın toplantısında, basın mensupları ile bir araya geldi.

VELİ DEMİR, TÜRKİYE'NİN AÇIK CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜĞÜNÜ SÖYLEDİ

Veli Demir, Sendikamızın Zonguldak Şube binasında yaptığı basın açıklamasında  ise şunları söyledi:  “Son günlerin en önemli gündem maddesi kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen kademeli eğitim yasası. Eğitim-İş olarak biz bu 4+4+4’e karşı durduk. Hatta bu yasa teklifi meclis genel kuruluna geldiği gün iş bırakma eylemi gerçekleştirdik. İş bırakırken de bu yasa teklifine karşı duruşumuzun gerekçelerini açıkladık. AKP iktidarı çıkarttı bunu diye bir karşı duruşumuz yok. Karşı duruşumuzun sebebi bu yasa teklifi bilimsel ve pedagojik değerlerden uzak. Sosyal taraflar dışlanarak, sendikalar, üniversite çalışanları, bilim insanları dışlanarak sadece AKP’nin 5 grup başkanvekili ve yandaş bir sendikanın yasa teklifi olduğunu belirttik. Bu yasa teklifi ile Türkiye’deki 8 yıllık eğitim süresi fiilen 4 yıla düşmüş durumdadır. 5 yaşındaki çocukları ilkokula başlatmalarının pedagojik bir yanı yoktur. Dünyanın her yerinde ilkokula başlama yaşı en az 6’dır. Bu yasayla beraber kamusal bir hak olan eğitim hakkı paralı hale getirilmekte piyasanın insafsız koşullarına terk edilmektedir. Yeni çıkan 4+4+4 yasasında eğitim paralı hale getirilmiştir. Ülkemizde evliliklerin çoğu erken evliliktir. 4+4+4 yasa teklifiyle kız çocuklarımızın erken evliliği artacaktır. Bu yanlıştır küçük gelin görmek istemiyoruz dedik. Yine 4+4+4 yasa teklifi çocuk iş gücünü, çocuk sömürüsünü artıracaktır. Dünyanın her yerinde seçmeli ders vardır ama ülkemizde ne hikmetse “Kuran-ı Kerim” ve “Peygamberimizin Hayatı” seçmeli adlı iki ders yasaya konulmuştur. Hâlbuki birçok seçmeli ders daha vardır. Ve seçmeli dersler yönetmeliklerle belirlenir. Bundan sonra tüm okullarda türban serbesttir. Çünkü çocuk Kuran-ı Kerimi eline aldığı zaman başımı örteceğim diyecektir. Bu saatten sonra karma eğitim sistemimizden vazgeçeceğiz. Bugünlerde yandaş bir sendika karma eğitimi tartışmaktadır. Karma eğitimin çocukların psikolojisini bozduğunu söyleyebilmektedir. Üstelik bilime ihanet ederek bunu söylemektedir. Önümüzdeki günlerde de karma eğitimden vazgeçilecektir. Bunun için Eğitim-İş olarak bu ucube yasaya karşı durduk. Geçtiğimiz hafta yine sendikalara sorulmadan kamu çalışanlarını ilgilendiren bir yasa çıktı. Bu sendika yasası, kamu çalışanlarının sorunlarını çözmekten uzak, daha önceki yasadan daha çok geridir. Toplu sözleşme lafta kalmaktadır.  Yandaş sendika ve hükümet arasında yapılan görüşmeyi “toplu sözleşme” diye kamuoyuna yutturmaktadırlar. Ama biz bugün buradan taleplerimizi dile getiriyoruz. Önümüzdeki günlerde yandaş sendika ile siyasal iktidar masaya oturacaktır. Şimdiden söylüyoruz; 2011 yılında “eşit işe eşit ücret” kararnamesi çıkartılmıştır. Bu kararnamede öğretmenler ve bilim çalışanları dışlanmıştır. Yapılacak olan toplu görüşmede tüm eğitim ve bilim çalışanlarına en az 250 TL ek ödeme yapılmalıdır. Ayrıca ülke Sayın Başbakan’ın deyimiyle yüzde 9 büyümüştür. O zaman Türkiye’de tüm öğretmenler ve kamu çalışanları bu pastadan yüzde 9 pay istemektedir. Ayrıca yine Ülkemizde 2011 yılında enflasyon oranı yüzde 10’dur. Buradan da payımızı istiyoruz. Eğitim-iş olarak en az ücretlerimize yüzde 20 zam ve “eşit işe, eşit ücret kararnamesi ile” gasp edilen 250 TL’nin de verilmesini talep ediyoruz. Ama kamu çalışanlarını aldatan, kamu çalışanlarından daha çok siyasal iktidarın söylemlerini dillendiren bu yandaş sendikadan tabiî ki bunları beklemek iyimserlik olur diye düşünüyorum. Türkiye artık açık cezaevine dönüşmüştür. Siyasal iktidar geldiği günden bu yana bazı kavramları albenili hale getirmiştir. İnsan hakları, demokrasi demektedir. Ama kendisi gibi düşünenlere insan hakları ve demokrasi vardır. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi bir şekilde cezalandırmaktadır. Siyasal görüşüne bakmadan, etnik yapısı ve mezhebine bakmadan Türkiye’de kim siyasal iktidara muhalif ise, hepsi hapsi boylamaktadır. Ama Eğitim-İş hiçbir baskıya boyun eğmeyecektir. Demokratik ve meşru zeminlerde haklarını aramaya devam edecektir. Sesimizin duyulmasını engellemek istiyorlar ama biz sesimizi duyuracak yolları bulacağız.” dedi.

Basın toplantısı sonrasında, Veli Demir, Zonguldak Şube Başkanımız Metin Kahveci, Ereğli Temsilcilik Başkanımız Cengiz Başaran ve üyelerimizden oluşan heyet ile birlikte, yerel basın-yayın organlarını, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı’nı, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’i ve Genel Maden İşçileri Sendikasını ziyaret etti.

GENEL BAŞKANIMIZ VELİ DEMİR’DEN GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASINA ZİYARET

Genel Başkanımız Veli Demir, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş’ı da ziyaret etti. Ziyarette, GMİS Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, GMİS Karadon Şube Başkanı Neşat Cebeci, Karadon Şube Mali Sekreteri Seyfi Özkaynak, Eğitim-İş Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, Şube Örgütlenme Sekreteri Kamuran Çataklı, Şube Sekreteri Muammer Kural ve Eğitim-İş Sendikası yetkilileri hazır bulundu.

Ziyaret esnasında, 1 Mayıs’ta Zonguldak’ta Genel Maden-İş Sendikası ile birlikte alanlarda olacaklarını belirten Genel Başkanımız Veli Demir, şunları söyledi;

 “Zonguldak, işçi sınıfının ilk örgütlendiği, işçi sınıfının emeğini harcadığı, karşılığını bulduğu bir yer. Bizler de böyle bir yerde bulunmaktan mutluluk duyuyoruz. 1980 darbesiyle Türkiye’deki işçi sınıfı büyük hak kaybederken, reel ücretlerde ciddi kayıplar olurken, burada bir kahraman, burada bir önder, Rahmetli Şemsi Denizer, 1989 Bahar Eylemlerini başlatarak herkesin aklının başına gelmesini sağlamıştır. 1980’de darbeden sonra işçi sınıfı ne yazık ki 8-9 yıl sessiz kalırken Şemsi Denizer önderliğini yaparak işçi sınıfının tekrar canlanmasını, dirilmesini, hareket bulmasını sağlamıştır. Buraya geliş sebeplerimizden biri de Şemsi Denizer’e olan sevgi ve saygımızı iletmek içindir. İşçi sınıfını son dönemde belki dağınıktır. Belki eylem ve etkinlikleriyle çok da öne çıkmasa bile işçi sınıfı önümüzdeki süreçte tekrar kendine gelerek, sınıf olduğunun farkına vararak kaybedilmiş, gasp edilmiş haklarını tekrar alacaktır diye düşünüyorum. Biz, Eğitim-İş olarak kendimizi işçi sınıfından ayrı tutmuyoruz. Biz işçi sınıfının bir parçasıyız. İşçi sınıfının demokratik, meşru eylem ve etkinliklerinde bulunmak isteriz. Bunun en güzel örneğini de 1 Mayıs’ta göstereceğiz. 1 Mayıs’ta yine Genel Maden-İş Sendikası’yla beraber Zonguldak’ta alanlarda olmak istiyoruz” dedi.

Ziyaretten memnuniyet duyduklarını belirten GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş ise, şunları söyledi;  “Öncelikle Emeğin Başkenti’ne, Zonguldak’a ve Sendikamıza ziyaretinizden dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Genel Maden-İş Sendikası’nın 65 yıllık tarihi var. Sendikalar Yasası’nın çıkmasının ardından Sendika adını alan ilk sendikalardan biri. Ancak bizim 164 yıllık üretim kültürümüz var. Emekçi denince, işçi denince ilk akla gelen baretiyle, lambasıyla, yüzündeki kömür karasıyla maden işçisidir. O anlamda Sendikamız kurulmadan önce maden işçilerinin bölgemizde kendi haklarına sahip çıkma adına eylemleri ve mücadeleleri var. Bölgemizde mücadele kültürü bu nedenle 164 yıldır var. Zor bir bölge ve madencilik zor bir meslek... Bölge insanı olarak madenciliği, yabancı şirketlerin baskıları altında öğrendik. İki kez bölge insanının zorla çalıştırıldığı mükellefiyet dönemleri yaşadık. Ancak, maden işçileri ve Sendikamız, Türkiye’nin sanayileşmesine, kalkınmasına maden işçilerinin alın teri, kanı ve canı pahasına katkı vermek için her türlü çabayı, gayreti ve emeği sarf etmiştir. Bundan sonra da ülkemizin ekonomisine ve kalkınmasına katkı vermeye devam edeceğiz. Bunun yanında ülkemizin demokratikleşmesine de katkı koymuş bir sendikayız. 1990 Grevi ve ardından Madenci Yürüyüşü, her ne kadar ücretlerle ilgili bir eylem gibi görünse de 1980 darbesinden sonra demokratikleşme yolundaki gelişmelerin kabuk değiştirmesine yol açmıştır. Geçmişimizle övünmekle birlikte, önümüzdeki süreçte de işçi sınıfına önderlik edecek kararlılık ve yüreklilikte olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. İşçi sınıfının bu zor döneminde maden işçileri olarak Zonguldak ve bölge insanı olarak ülkemiz emek mücadelesine yön verebileceğimize inanıyoruz” dedi.

Veli Demir’in Zonguldak ziyaretinin ilk günü ADD Zonguldak Şubesinin düzenlediği “Anayasa ve Ulusal Eğitim” konulu panele katılımı ile devam etti.

7 Nisan 2012 tarihi Cumartesi günü saat 15.00’de GMİS Şemsi Denizer Salonu’nda yapılan‘Anayasa ve Ulusal Eğitim’ konulu panele, Genel Başkanımız Veli Demir ve ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan konuşmacı olarak katıldı.

GENEL BAŞKANIMIZ VELİ DEMİR, KDZ EREĞİLİ’DE  'BAĞIMSIZLIK VE TOPLUMSAL EŞİTLİK İÇİN ANAYASA VE ULUSAL EĞİTİM' KONULU PANEL’E KATILDI

Genel Başkanımız Veli Demir’in Zonguldak gezisinin ikinci günü, Eğitim-İş Ereğli Temsilciliği ile Atatürkçü Düşünce Derneği Ereğli Şubesi'nin 08.04.2012 tarihinde Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlediği 'Bağımsızlık ve Toplumsal Eşitlik için Anayasa ve Ulusal Eğitim' konulu panele katılımı ile başladı.

Panelin açılış konuşmasını yapan ADD Şube Başkanı Önder Öner, anayasa ve eğitim sistemindeki değişikliklerin ciddi endişeler yarattığını ifade ederek panele katılanlara teşekkür etti.

ADD Genel Saymanı Celal Akpınarlı'nın yönetiminde başlayan panelin ilk konuşmacısı Genel Başkanımız Veli Demir idi. Demir, ulusal eğitimin önemine dikkat çekti ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in Atatürk düşmanlığını gündeme getirdi. Demir, Bakan Dinçer'in Mustafa Kemal'ın adını ağzına bile almadığını da belirterek, iktidarın Van Depremini bahane ederek Cumhuriyet Bayramı etkiliklerini kaldırırken, aynı gün düğünlere, kutlamalara katılarak halay çektiklerini söyledi. Genel Başkanımız, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin de kaldırıldığını, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenlerinin de 20 Nisan tarihine sabitlenen Kutlu Doğum Haftası'nın gölgesinde kaldığını belirtti. AKP hükümeti tarafından Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nin de kaldırılmak istendiğini belirten Demir, 4+4+4 yasasını 'ucube' olarak değerlendirdiğini ve 4+4+4 yasası ile öğretim birliğinin de yok sayıldığını bu nedenle de medrese eğitimine doğru bir gidişin gerçekleşeceğini söyledi.

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan'da; eğitimin, eğitim sisteminin bir ülkenin rejimini belirleyeceğini, hatta anayasadan bile önemli olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin çağdaş bir devlet kurduğunu, çağdaş eğitimde de bilimsel ve karma ulusal eğitim olacağını, her ülkenin de ulusal bir eğitim politikası bulunacağını belirtirken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ismindeki “milli” sözcüğüne dikkat çekti.

Panelde bazı soruları da yanıtlayan Çölaşan ile Demir daha sonra ADD Kdz. Ereğli Şubesi'nde basın toplantısı yaptılar.

Basın toplantısının ardından Ereğli Temsilcilik binasında gerçekleşen toplantıda temsilcilik üyeleri ile bir araya gelen Veli DEMİR, toplantının ardından Düzce’ye geçti. Düzce- Akçakoca Temsilciliği’nde üyelerle buluşan Veli DEMİR, daha sonra Düzce Şube’ye gerçekleştirdiği ziyaret ile gezisini tamamladı.