Türkiye’nin yetiştirdiği değerli bilim insanlarından astrofizikçi Prof. Dr. Rennan Pekünlü hukukla alakası olamayan siyasi bir davadan dolayı 20 Kasım’dan itibaren hapis yatmaya başlayacak.
Rennan Pekünlü hapis cezasına çarptırıldığı davanın tıpkı Ergenekon, Balyoz, KCK ve Oda Tv davalarında olduğu gibi siyasi, dolayısıyla hukuken son derece keyfi olduğunu biliyoruz.
Prof. Rennan Pekünlü 2011 yılında yasa gereği kullanımı yasak olmasına, henüz serbest bırakılmamasına rağmen YÖK tarafından fiili olarak yaratılan üniversitelerde türban serbestliğine karşı tutanak tutarak direndiği için cezalandırılmıştır. Kamuda türbanın serbest bırakılmasına ilişkin yasal düzenlemeler, geçmişte Anayasa Mahkemesi’nin önüne üç kez getirilmiş ve hepsinde iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi içtihatları değişmediği için bugün geçerliliğini sürdürmektedir. Prof. Rennan Pekünlü, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını uygulamaya çalıştığı için cezalandırılmaktadır. Şikayetçi öğrencilerin eğitim haklarından hiçbir mağduriyeti olmadığı saptanmıştır. Rennan Pekünlü tüm öğretim üyelerini yıldırmak ve gözlerini korkutmak üzere seçilmiş sembol bir isimdir. O dönemde tutanak tutan öğretim üyelerinden benzer bir sürece tabii olan bilinmemektedir.
Prof. Rennan Pekünlü benzer süreçlerde olduğu gibi, yandaş idare, yandaş basın ve yandaş yargı tarafından linç edilmiş ve intikam nesnesi olarak seçilmiştir. Bunu en önemli kanıtı ceza süresinin ertelenmesine izin vermeyecek şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak 2 yıldan uzun, yani iki yıl bir ay olarak kesilmesidir.
Sürecin siyasi bir dava olduğunun bir diğer kanıtı ise Türkiye’nin 2011’den bu yana gericilikte aldığı yolda aranmalıdır. Üniversitelerde türban serbestliği söz konusuyken. Türbanın kamuya,orta öğrenime ve yargıya girmeyeceği garantisi iktidar tarafından veriliyordu. Önce kamuda, sonra orta ve ilköğretimde, şimdi ise yargıda serbestlik tanındı. Gericiliğin bir durağı olmadığını fark ediyoruz. Özel okulları kazanamayan lise çağındaki çocukların imam hatiplere yazdırılması, yaşamın her noktasına dini gerekçelerle müdahele edilmesi,kadınların geçen yüzyılda elde ettikleri sınırlı kazanımların bile çok görülmesi bu gericilik dalgasının yansımaları olarak alınmalıdır.
Gericilik aslında çirkin ve insana düşman bir politikayı örtmek için kullanılıyor. Ülkenin emperyalizme bağımlı hale getirilmesinin, emeğin köleleştirilmesinin,talan ekonomisinin halkımıza kabul ettirilmesinin bir aracı olarak devreye giriyor.
Prof.Rennan Pekünlü özgür kalmalıdır. Bunun yolunu tarif etmek zorunda değiliz. Bu yolu siyasi davaları bir tuzak olarak hazırlayan AKP iktidarı düşünmelidir.
Bizler, aşağıda imzası olan kitle örgütlerinin temsilcileri ve üyeleri olarak Rennan Hoca özgürlüğüne kavuşana ve ülkemiz aydınlığa erişene kadar mücadele edeceğimize söz veriyoruz.
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği
Ankara Tabip Odası
Antalya Tabip Odası
Başka Hacettepe Yok İnsiyatifi
Bursa Barosu
Çukurova Öğretim Elemanları Derneği
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (DEÜNİDER)
Ege Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER)
Eğit-Der
Eğitim-İş
Eğitim-Sen Ankara 5 Nolu Şube
Hukukta Sol Tavır
İnönü Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (İNÖDER)
İzmir Tabip Odası
Mülkiyeliler Birliği
ODTÜ Mezunları Derneği
Onurumuzu Seviyoruz Hareketi
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD)
Türk Tabipler Birliği (TTB)
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)
Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD)
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER)
Van Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (VÜNİDER)
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV)
Yargıçlar Sendikası
Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği (YKKED)