Bursa'da 2016 yılındaki okul müdürü atamalarının yandaş sendikaların listelerine göre yapıldığını ortaya koyan Bursa eski Şube Başkanımız Özkan Rona'ya, "kişisel mahremiyeti ihlal etmek" suçlamasıyla açılan dava, bugün Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme Rona’nın beraatine karar verdi.
Duruşmaya, Genel Başkanımız Kadem Özbay, Genel Sekreterimiz Cengiz Sarıyer, Genel Mali Sekreterimiz Hüseyin Selçuk, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreterimiz Orhan Yıldırım, Genel Eğitim Sekreterimiz Suat Özkolay, Merkez Denetleme Kurulu Üyelerimiz Suat Sadış ve Oğuz Akkaş, Merkez Disiplin Kurulu Üyemiz Cuma Erez, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, Genel Sekreteri Mücahit Dede, Genel Eğitim Basın Yayın Sekreteri Levent Akça, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreteri Mehmet Yeşildağ, Genel Dış iliskiler ve Ar-Ge Sekreteri Doğan Altun, Bursa Şube Başkanımız Yeliz Toy, Ankara 2 No’lu Şube Sekreterimiz Ercan Uğur ve Genel Merkez Hukuk Bürosu Avukatımız Burak Sabuncu katıldı.
Duruşma sonrası Adliye önünde bir açıklama yapan Genel Başkanımız Kadem Özbay, şöyle konuştu:
“2017 yılından beri devam eden, Eğitim-İş’in tam da varlık gerekçesinde olduğu gibi çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını ve eğitim emekçilerinin özlük haklarını savunma mücadelesi bugün bir kez daha hukuken de tescillendi. Bursa Şube Başkanımız Özkan Rona, Eğitim-İş örgütünün yapması gereken tüzüğünde ve kuruluş gerekçelerinde açıkça belli olan ilkelerin gereğini yerine getirmiştir. Liyakatsiz ve torpille atamaları açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmıştır. Ama daha önce mahkemece de haklılığı kanıtlanmışken birilerinin tarafgirliği, birilerinin yandaşlığı, bir yerlerden alınan işaretlerle, konu bir kez daha istinaf mahkemesine götürülmüştür. Burada arkadaşımız mesleki durumuyla da tehdit edildiği bir yargılanmanın içerisine itilmiştir. Aslında bu yargılama yalnızca Özkan Rona’yı değil, doğrudan yana olan, haktan ve eşitlikten yana olan, liyakatten yana olan herkesin yargılanma gayretiydi. Ancak bu süreçte hem örgütümüzün hem de bu sorumluluğu üstlenen Özkan Rona’nın dik duruşu, Genel Merkez Hukuk Bürosu Avukatımız Burak Sabuncu’nun savunmasıyla, istinaf mahkemesi tarafından, Eğitim-İş gibi örgütlerin haktan, eşitlikten, özgürlükten yana insanların yapması gerekeni yaptığı kabul edilmiştir.
Aynı zamanda bu davayla bir şey daha kanıtlanmıştır. Burada ismi açıklandığı için rahatsız olanlar hatta buna taraf olan sözde sendika yetkilileri, aslında kendi sendika isimlerinden, atandıkları konumdan utandıkları kanıtlanmıştır. Biz Eğitim-İş örgütündeki her bir arkadaşımızın liyakatiyle, emeğiyle geldiği yeri gururla açıklarken, onlar isimlerinin açıklanmasından utanmışlardır. Aslında tarihi anlamda da doğru bir şey yapmışlardır. Çünkü bu zamana kadar eğitim emekçileri üzerinde kurdukları baskıyla, ülkeye oturtmaya çalıştıkları torpille liyakatsiz bir yerlere gelme anlayışına sahip olduklarını, mahkemeye itiraz ederek kanıtlamışlardır. Eğitim-İş örgütü bugün bir kez daha şunu ifade etmiştir; kendi geçmişinden, kendi köklerinden aldığı, Fakir Baykurt’tan aldığı emaneti, boyun eğmeyeceğini, yalvarmayacağını, el açmayacağını bir kez daha ortaya koymuştur.”