Bir süre önce Denizli Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlama törenlerinde kullanılacak öğrenci kıyafetleri, araç-gereç, ses-yayın cihazı, havai fişek gösterileri ve benzeri gider maliyetlerinin karşılanabilmesi amacıyla” okullara ilköğretim öğrencilerinden 1 TL, ortaöğretim öğrencilerinden 2 TL toplamak üzere yazı gönderdiğini duyurmuştuk. Açıklamamızda Milli Eğitim Bakanlığı’nı harçlık gaspı tasarrufuna derhal son vermeye çağırarak, aksi halde bu utancı yargı yoluyla sendikamızın sona erdireceğini ifade etmiştik.
Açıklamamıza Milli Eğitim Bakanlığı duyarsız kalırken, Denizli Valiliği ise; savunmaya geçerek, sendikamızı art niyetli olmakla itham etme cüretini göstererek, geçmiş yıllarda yapılan uygulamaları referans göstermek suretiyle skandal uygulamaya kılıf bulmaya çalışmıştır. Valiliğin yapmış olduğu ve devlet yönetme ciddiyetiyle örtüşmeyen açıklamada; “toplanacak paraların sadece törenlere katılan öğrencilerin tören kıyafetleri için kullanılacağını, havai fişek, ses yayın cihazı ve diğer gereçlerin ücretlerinin ise Denizli Valiliği İl Özel İdaresi ve Denizli Belediyesi tarafından karşılanacağı, Valilik oluru dışına çıkan İl Milli eğitim Müdür Yardımcısı Kıvrak hakkında soruşturma başlatıldığı” ifade edilerek para toplama uygulaması konusundaki kararlılık ortaya koymuştur.
Hukuk devletinde kamu otoriteleri dahil olmak üzere hiçbir kişi ya da kuruluş hukuki meşruiyeti olmaksızın keyfi para toplayamaz. Anayasa’nın 73. maddesinde ifadesini bulan “verginin yasallığı” ilkesi uyarınca, kamu otoritesi kanuni dayanak olmaksızın vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülük ihdas edemez. Denizli Valiliği, devletin karşılıksız olarak organize etmekle yükümlü olduğu resmi bayram kutlamaları masraflarını, “İl Genel Meclisi Bütçesinden tören giderleri için ödenek ayrılmadığı gerekçesiyle” öğrencilerin cep harçlıkları yoluyla karşılama kararı almıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusu işgalden kurtarmak amacıyla harekete geçtiği tarihi simgeleyen 19 Mayıs tarihi ile ulusal egemenlik ve bağımsızlığımızı simgeleyen 23 Nisan tarihli resmi kutlamalara bütçe ayıramayan İl Genel Meclisi’nin ortaya koyduğu uygulama, bu kurumun varlık sebebi sorgulanacak ölçüde kabul edilemez bir uygulamadır. Bu akıl almaz keyfiliğin ortaya çıkardığı sorunun, hukuk dışı yetki kullanılmak suretiyle bayramların armağan edildiği çocukların sırtına yükletilmesi yaklaşımı hakkında ise duygusal tepki vermeksizin yorum yapabilmek son derece zordur.
Valiliğin ortaya koyduğu haksız uygulama uzun yıllardır devlet yönetimine egemen olan sorunlu anlayışın çarpıcı örneklerinden bir tanesidir. Zira dünyanın en çok vergi veren toplumları arasında yer alan ulus, okullarda ‘sınav-karne-yakacak-boya parası, karakollarda ‘fotokopi parası’, adliyelerde ‘kağıt-toner veya dolap parası’ ödemeye alıştırılmıştır. Ulus bu içler acısı acziyet tablosuna hiçbir zaman isyan etmemiş, manevi dünyasındaki “devlet benim devletim” imgesini korumaya çalışmıştır. Hem de, onlarca yılda dişinden tırnağından artırdıkları ile kurulan milyar dolarlık kamu yatırımları tartışmalı ihalelerle elinden alınarak birilerine peşkeş çekilmesine; kamu hazinesi belirli grupların zenginlik aracı haline getirilmesine rağmen. Ancak bu büyük toplumsal özverinin suistimalinin sınırları vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ulusun varlık nedeni olan, maddi-manevi birliğinin sembolü olan günlerin kutlama törenleri masraflarını çocuklarının harçlıklarından karşılamaya tenezzül etmez, edemez, etmemelidir. Devlet 23 Nisan ve 19 Mayıs bayramlarını kutlayacak para bulamıyorsa, gerekirse Denizli Valiliği’nin makam arabalarını ve hatta valilik binasını satmalı ama ulusun gözünde devleti bu ölçüde zavallı konuma düşürmemelidir.
Sonuç olarak, Sendikamız utanç verici uygulamanın ortadan kaldırılabilmesi amacıyla yürütmeyi durdurma istemli iptal davası açmıştır.
Eğitim-İş Genel Merkez Yönetim Kurulu
Dava dilekçesini indirmek için tıklayınız.