Güncel Sendika Haberleri

13 Temmuz, 2024

KAZANDIĞIMIZ DAVANIN GEREĞİNİ İSTİYORUZ; HEMEN ŞİMDİ!

Eğitimde yandaş kadrolaşma için liyakat tanımayanların hukuk da tanımadığı evreye gelinmiştir.
Üyemiz Bahar Aslan’ın Rize Fındıklı’daki TOBB İmam Hatip Lisesi’nde müdür başyardımcısı olarak görev yaptığı sırada başına gelenler ve sonrasında verdiğimiz hak savaşı bunun en somut örneği olmuştur.
Okulları, özellikle de imam hatipleri siyasal anlayışlarına uygun şekilde inşa etmeye çalışan MEB, geçen yıl aydın, Atatürkçü bir eğitimci olan Bahar öğretmenimizi ipe sapa gelmez gerekçelerle okulundan uzaklaştırmıştır.
Gerekçe olarak okulla ilgisi bulunmayan bir sokakta, öğretmenimizin yasal (ve hatta daha önce Cumhurbaşkanı ile de görüşmüş) bir demokratik kitle örgütüne ait, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınları oy vermeye çağıran bir afişi asması öne sürülmüştür.
Hiçbir siyasi parti logosu ve iması olmayan bir afişi, mesai saatleri ve mesai alanı dışında asmanın bir suç teşkil etmesi mümkün değilken, bu iddia aydın bir eğitimciyi karalamak için bahane haline getirilmiş, dahası kendisinin dahi asmadığı afişlerden sorumlu tutularak, gerçeğe aykırı tutanaklar düzenlenip Bahar öğretmenimiz hakkında apar topar soruşturma açılmıştır.
Soruşturma neticesinde de hem kınama cezası verilmiş hem de idarecilik görevinden uzaklaştırılmıştır. 
Bu haksızlığa karşı yaptığımız itirazlar neticesinde, dosya içeriğinin tamamen asılsız ve dayanaksız olduğu ortaya çıkmışsa da ceza iki basamak düşürülerek ‘kınama’ cezası verilmiştir. Üstelik cezanın düşürülmesine rağmen idari teklif kısmı boşlukta bırakılarak adeta bir caydırma kozu olarak elde tutulmuştur.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve MYK üyelerinin de bulunduğu bir grup olarak Rize’de geçen yıl yaptığımız basın açıklamasında bu hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğimizi, hiçbir aydın eğitimcimizi gericilerin ayak oyunlarına kurban ettirmeyeceğimizi vurgulamıştık.
Bunun gereğini de yaptık. Bahar öğretmenimizle birlikte verdiğimiz hukuk savaşı, zaferler sonuçlanmıştır. Gelgelelim, “demokrasi bir araçtır” diyenlerin “hukuka da önemsiz bir gereç” muamelesi yaptığı görülmektedir.
Mahkeme, Bahar Aslan’ın okulunda tekrar müdür başyardımcılığı görevine dönmesine hükmetmiş, ortadaki haksızlığı teşhir etmiştir.
MEB yöneticileri, bu yargı kararına rağmen öğretmenimizi haksızca kopardıkları okula geri göndermek yerine, kendisine başka iki imam hatip okulunu ‘seçenek’ adı altında dayatma olarak sunmuş, kabul etmezse Fındıklı’ya bir saat mesafeli başka bir okula mecbur bırakılacağını söylemiştir.
Bu hukuk tanımazlıktır. Bu dayatmadır. Bu dayatma, aydın kamu emekçilerini ipe sapa gelmez soruşturmalarla görev yerinden uzaklaştırmanın yöntemi haline getirilmek istenmektedir. Eğitim-İş olarak buna izin vermeyeceğiz!
Hukuk zaferimizin gereğinin yapılması için mücadelemizi sürdürecek, Başöğretmenin eğitim neferlerini böyle oyunlarla sindirmenin mümkün olmadığını göstereceğiz. Ders vereceğiz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU