Güncel Sendika Haberleri

30 Nisan, 2019

KRİZ BAHANESİYLE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ ÇALAMAZSINIZ

AKP iktidarı ekonomik krizin faturasını Milli Eğitim Bakanlığı’na kesti. Tasarruf tedbirleri bahanesiyle Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesinden 2 milyar lira kesinti yapıldı.

MEB’in, yapılacak kesintilerin öğrencilere yansıtılmayacağı yönündeki 26 Ağustos 2018 tarihli açıklamasına karşın, parasız yatılı okuyan öğrencilerin ailelerine verilen yardım ödeneğinden 103 milyon TL,  okulların bakım ve onarımları için ayrılan ödenekten 145 milyon TL kesilmesi, siyasi iktidarın eğitime verdiği önemin göstergesi olmuştur.

Eğitimde yaşanan özelleştirme, eğitimin tarikat ve cemaatlere devredilmesi, Taşkent’te, Karaman’da, Aladağ’da ve Dikili’de acı olayların yaşanmasına neden olmuşken, yapılan bu kesintileri anlamak mümkün değildir.

Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde, ekonomik krizden çıkmak için eğitim bütçesinden kısıtlama yapılmaz. Sarayın giderlerinden, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesinden, lüks araçlardan tasarrufa gitmeyen siyasi iktidar, MEB’in bütçesine el uzatarak, devlet okullarını yine kendi sorunları ile baş başa bırakmıştır.

Öğrenci sayısının artmasıyla birlikte okul, derslik ve öğretmen açığı hızla büyümektedir. Bugün Türkiye’de halen öğretmeni olmayan okullar, okulu olmayan köyler bulunmaktadır. Türkiye’deki okulların yarısından fazlasında ikili eğitim yapılmakta, birleştirilmiş sınıflarda eğitim ve taşımalı eğitim uygulamasına devam edilmektedir. Okullardaki altyapı ve donanım eksiklikleri, nitelikli bir eğitim politikasının yürütülmesinin önünde büyük bir engeldir. Okul yetersizliği ve derslik açığının yanında, acil çözüm bekleyen en önemli sorun, öğretmen açıklarıdır.

Ancak siyasi iktidar, MEB bütçesinde kesintiye giderek, kalıcı çözümlerin uzağında kalmakta, dahası eğitimi özelleştirme, eğitimin yükünü yoksul halkın sırtına yükleme anlayışında ısrar etmektedir. Bu anlayışla parasız, nitelikli ve herkese eşit eğitim anlayışının yaşama geçirilmesi mümkün değildir.

Atatürk, “Eğitimdir ki bir ulusu ya özgür, bağımsız, onurlu, yüksek bir topluluk biçiminde yaşatır ya da bir ulusu tutsaklık ve yoksulluğa götürür” sözüyle özgür bir toplum ideali içinde eğitimin önemini vurgulamıştır. Bu idealin sorumluluğu içinde Eğitim-İş olarak; hükümeti, sosyal devletin gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Eğitim harcamalarından kısıtlama yaparak çocuklarımızın geleceklerini çalamazsınız!

            MERKEZ YÖNETİM KURULU