AKP iktidarının, yasakçı ve gerici eğitim anlayışı, geleceğin dindar ve kindar nesillerini yetiştirmek için sansürde sınır tanımıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 100 temel eser listesinde yer alan John Stienbeck’in Fareler ve İnsanlar’ı İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından sakıncalı bulunurken, öğrencisine Vasconcelos’un Şeker Portakalı romanını okutan öğretmen hakkında soruşturma açıldı.
Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal’a ders kitaplarında uygulanan sansür henüz akıllardayken, karşımıza çıkan bu iki olay, AKP’nin ileri demokrasisinin, ne kadar ileri gidebileceğinin göstergesidir.
Okullarımızda uyumlu ve itaat eden nesillerin yetiştirilmesini hedefleyen, bunun için de bütün itirazlara rağmen 4+4+4 dayatmasını uygulamaya sokan AKP iktidarı, halkın dini duygularını kendi çıkarları doğrultusunda sömürerek, kendileri gibi düşünmeyenleri baskı altına almaya çalışmaktadır. Böyle bir ayrımcılığın okullarda, daha sonra da tüm toplumda kamplaşmalara yol açması kaçınılmazdır.
Eğitim; bütün siyasetler ve ideolojik dayatmalar dışında özgür, sorgulayıcı, eleştirici, ezberciliğe prim tanımayan, otoriteye baş eğmeyen, herkesin hakkını kendi hakkı gibi koruyan, barışçı ve yaratıcı bireyler yetiştirmeyi hedeflemelidir. Ancak özgür ve sorgulayıcı birey tek tipleşmeye karşı çıkacak, sürünün koyunu olmayı reddedecektir. AKP iktidarının asıl korkusu budur.
Eğitim-İş olarak, öğrencilerimizi özgürleştirici, demokratik ve bilimsel bir eğitim ortamının oluşması için AKP’nin yasakçı, gerici ve sansürcü eğitim anlayışına sonuna kadar karşı çıkacağız.
MERKEZ YÖNETİM KURULU