Türk milletinin bağımsızlığını tüm dünyaya kabul ettirmesinin belgesi olan Lozan Barış Antlaşması’nın 100 yaşına girerken hâlâ tüm gerici ve bölücü odakların hedefinde olması, büyüklüğünün tarihsel sağlaması niteliğindedir.
Siyasal iktidarın, Lozan’ı birkaç yıldır “Türk milletine dair gizli yaptırımlar barındırdığı ve 100. yılında süresinin biteceği” gibi akılla ve gerçeklerle taban tabana zıt söylemlerle hedef alması yetmezmiş gibi, bu kez sahneye HDP çıkmıştır.
Birkaç yıldır “Türkiyelileşme”, “Halkların kardeşliği”, “demokrasi” gibi kavramları makyaj malzemesi olarak kullanan HDP, Lozan ile ilgili açıklamasında kendisini ve beraberindekileri “Kürdistan partileri” olarak tanıtarak ağzındaki baklayı çıkarmıştır.
HDP ve aralarında Şeyh Said Derneği’nin de bulunduğu bir takım haddini bilmez yapılar, Lozan’ı imzalayan ve uygulayanları kınamış, tarihsel anlaşmanın hükümsüz kılınması için çağrıda bulunmuştur. Başöğretmenin eğitim neferlerinin ortak çatısı olan Eğitim-İş olarak “Lozan’ı aşmalıyız” deme cüreti gösteren bu bölücü söylemlerin sahiplerine cevap vermek şart olmuştur:
Lozan, bağımsızlığımızın tescil edilmiş halidir; Dönemin işgalci devletlerinin hüsranıdır; Mazlum halkların bir asırlık ilhamıdır; bu milletin bir daha asla bir padişaha da emperyalistlere de boyun eğmeyeceğinin dosta düşmana ilanıdır! Cumhuriyet’e bakıp saltanat düşü kuranların, bu topraklarda birden fazla devlet düşleyenlerin, millet değil tebaa görmek isteyenlerin Lozan’ı hedef bellemesinin, onun hakikatinden rahatsız olmasının sebebi de tam olarak budur!
O yüzden Eğitim-İş olarak tekrar ediyoruz:
Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı gurur duyuyoruz!
Eğitim-İş olarak, Atatürk’ün “Benim en önemli eserim” dediği Cumhuriyet’in tüm değerlerine ve kazanımlarına karşı yapılacak saldırılara, bu saldırılar hangi odaklardan gelirse gelsin, göğüs gereceğimizin bir kez daha altını çiziyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU