Güncel Sendika Haberleri

26 Temmuz, 2023

LOZAN’I DEĞİL HADDİNİZİ AŞIYORSUNUZ!

 

Türk milletinin bağımsızlığını tüm dünyaya kabul ettirmesinin belgesi olan Lozan Barış Antlaşması’nın 100 yaşına girerken hâlâ tüm gerici ve bölücü odakların hedefinde olması, büyüklüğünün tarihsel sağlaması niteliğindedir.

Siyasal iktidarın, Lozan’ı birkaç yıldır “Türk milletine dair gizli yaptırımlar barındırdığı ve 100. yılında süresinin biteceği” gibi akılla ve gerçeklerle taban tabana zıt söylemlerle hedef alması yetmezmiş gibi, bu kez sahneye HDP çıkmıştır.

 

Birkaç yıldır “Türkiyelileşme”, “Halkların kardeşliği”, “demokrasi” gibi kavramları makyaj malzemesi olarak kullanan HDP, Lozan ile ilgili açıklamasında kendisini ve beraberindekileri “Kürdistan partileri” olarak tanıtarak ağzındaki baklayı çıkarmıştır.

 

HDP ve aralarında Şeyh Said Derneği’nin de bulunduğu bir takım haddini bilmez yapılar, Lozan’ı imzalayan ve uygulayanları kınamış, tarihsel anlaşmanın hükümsüz kılınması için çağrıda bulunmuştur. Başöğretmenin eğitim neferlerinin ortak çatısı olan Eğitim-İş olarak “Lozan’ı aşmalıyız” deme cüreti gösteren bu bölücü söylemlerin sahiplerine cevap vermek şart olmuştur:

 

  • Bu tür bölücü söylemler yurttaşlık temelinde yükselen Cumhuriyetimize ve ulusumuzun birlikte yaşama iradesine yapılmış en büyük kötülüktür.

 

  • Lozan Barış Antlaşması, emperyalist devletlerin akbabalar gibi üşüştüğü bir padişahlıktan kan ve ter ile, büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşları liderliğinde, bağımsız bir Cumhuriyet yarattığımız Kurtuluş Savaşı’nın tacıdır. Kurtuluş Savaşı nasıl her bir karış toprakta savaşarak kazanılmış bir zafer ise Lozan da ‘masa’da yedi düvele karşı dimdik bir duruş ve şahsiyet ortaya koyarak elde edilmiş bir zaferdir. Yani düşmanlar önce savaş alanında sonra masada mağlup edilmiş, tarihe silinmez bir not düşülmüştür. Dolayısıyla Lozan’a karşı hazımsızlık aslında açıkça itiraf edilmeyen bir Cumhuriyet alerjisidir. O yüzden hazır başlamışken biraz daha açıksözlü olun ve gerçek ajandanızı söyleyin.
  • Ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını uluslararası düzeyde tartışmasız biçimde kabul ettiren Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgelerindendir. Lozan, hem emperyalistlerin ülkemize olası direkt müdahalelerine hem de bölücü unsurları kışkırtarak içeriden yapmaya çalışacağı dolaylı müdahalelere karşı ulusal bir kalkan niteliğindedir.  Bir asır önce bu topraklarda tam bağımsız bir ülke için işgale karşı hep birlikte direnen Kurtuluş savaşı şehitlerinin kanıyla yazılmış milletlerarası bir anlaşma olan Lozan’ın, bir masa etrafına doluşmuş  bir avuç bölücünün çağrısıyla geçersiz sayılabileceğini sanmak, sadece niyet ve ahlak değil aynı zamanda zeka sorunudur.

 

Lozan, bağımsızlığımızın tescil edilmiş halidir; Dönemin işgalci devletlerinin hüsranıdır; Mazlum halkların bir asırlık ilhamıdır; bu milletin bir daha asla bir padişaha da emperyalistlere de boyun eğmeyeceğinin dosta düşmana ilanıdır! Cumhuriyet’e bakıp saltanat düşü kuranların, bu topraklarda birden fazla devlet düşleyenlerin, millet değil tebaa görmek isteyenlerin Lozan’ı hedef bellemesinin, onun hakikatinden rahatsız olmasının sebebi de tam olarak budur!

O yüzden Eğitim-İş olarak tekrar ediyoruz:

Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı gurur duyuyoruz!

Eğitim-İş olarak, Atatürk’ün “Benim en önemli eserim” dediği Cumhuriyet’in tüm değerlerine ve kazanımlarına karşı yapılacak saldırılara, bu saldırılar hangi odaklardan gelirse gelsin, göğüs gereceğimizin bir kez daha altını çiziyoruz.  

MERKEZ YÖNETİM KURULU