Ülkemiz, Mardin’de içinde çocuk ve kadınların da bulunduğu 44 kişinin ölümüyle sonuçlanan ve tüyler ürperten bir katliama tanık oldu. Başta yönetenler olmak üzere, bu ülkede yaşayan herkesin bu konuda bir kez daha düşünmesi gerekiyor. Olayın neden kaynaklandığı, nasıl gerçekleştiği bizi fazla ilgilendirmiyor. Ancak 21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nde hala böyle vahşetlere tanık olmak istemiyoruz. Artık bu tür olaylar, bölgesel denilerek birkaç hamasi sözle geçiştirilmemelidir. Hükümet, olayı bir adli vaka olmanın ötesinde değerlendirmeli; sosyal, ekonomik, psikolojik açılardan en önemlisi eğitim açısından ele almalı gerekli tedavi yöntemlerini ortaya koymalıdır.
Bölgeyi bir dizi film platosu gibi algılamaktan vazgeçilmelidir. “İnsanları, üstelik aynı aileden oldukları belirtilen insanları; kin, nefret daha ötesi cinnet noktasına taşıyan asıl nedenler nelerdir?” sorusuna uzmanlarca yanıt verilmelidir. Daha önemlisi vahşet duygusunu bu insanlardan uzaklaştıracak sağlık önlemleri alınmalı ve eğitim çözümlerine gidilmelidir. Bölge insanının feodal yapıdan uzak, uygarca yaşayacağı ve bireysel özgürlüklerinin farkına varacağı ekonomik önlemler alınmalıdır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, seçimden seçime hatırlanan, sonra unutulan daha doğrusu kaderine terk edilen bir yer olarak algılanmamalı. Burada ulusal nitelikli bir top yekun kalkınma hamlesi acilen başlatılmalıdır. Bu kalkınma hamlesi tek boyutlu değil çok boyutlu olmak zorundadır. Çünkü bölge insanı, cumhuriyet devrimlerinden habersiz, ağalara ve şeyhlere mahkum bırakıldıkça bu tür olaylar son bulmayacaktır. Bu olay; terör, silah, cehalet, kin, kan davası, töre ve insan yaşamının hiçe sayıldığı diğer olaylar dizisinin bir parçası olarak kalmaya devam edecektir. Bölge insanının kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç ayrımı yapmadan çağdaş yaşamla tanışması sağlanmalıdır. Bunun altyapısını oluşturacak adımlar bir an önce atılmalıdır. Her şeyin bir anda değişmesi olanaklı değildir; ancak başlamak bitirmenin yarısıdır.
Mardin; tarih, kültür ve sanatla anılan, farklı kültürleri temsil eden yurttaşlarımızın bir arada hoşgörüyle yaşadığı örnek bir ilimizdir. Yaşanan bu talihsiz olaydan en çok Mardinlilerin rahatsızlık duyduğu kesindir. Ancak olay sadece Mardin’in ya da bölgenin değil ülkenin sorunudur.
Eğitim-İş olarak bu menfur olayda yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Tanrıdan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Ve yine diliyoruz ki bu yaşanan son acı olsun.
Yüksel ADIBELLİ
Genel Başkan