Güncel Sendika Haberleri

01 Nisan, 2022

MESCİT GÖRÜNÜMLÜ MEDRESE AÇILIŞINDA AKP VE MEB KOL KOLA!

AKP'nin eğitimi gericileştirme faaliyetlerinin hızlanması ve pervasızlaşması, her geçen gün yeni bir skandalın patlak vermesine yol açmaktadır. Kamuoyu, daha Bursa'daki bir ortaokulda harem selamlık eğitim talimatı veren müdürün göreve iadesini konuşurken, bu kez İstanbul'da bir okulda başka bir skandal yaşanmıştır.
İstanbul Esenler'deki Tacirler Vakfı İmam Hatip Ortaokulu'nda mescit açılışı adı altında bir organizasyon düzenlenmiş ve bu organizasyonda İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Faik Kaptan, Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürü Nurettin Aras, şube müdürü Feyzullah Sert, ilçe müfütüsü ve AKP ilçe başkanı Umut Özkan bir araya gelmiştir. 
Bizzat İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün sosyal medyadaki kurumsal hesabından paylaşılan fotoğraflar, eğitim emekçilerinin ibadet hakkını kullanabilmesi adı altında okullara açılan mescitlerin, çocukların üzerindeki dini eğitimi yoğunlaştırmak ve okulları medreseye çevirmek için nasıl kullanıldığının da bir kanıtı olmuştur.
Paylaşılan fotoğraflarda mescide doluşturulan başı kapalı küçük kız öğrencilere yetişkinler huzurunda mikrofonla Kuran okutulduğu ve "etkinlikte" okul dışından, ne sıfatla içeri alındığı anlaşılamayan daha birçok yetişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Eğitim-İş olarak altını çizmek isteriz ki: kamu vicdanını yaralayan bu görüntüler laikliğe, ilgili yasa ve yönetmeliklere ve pedagojiye aykırıdır. 
- Laikliğe aykırıdır çünkü 3 Mart Devrim Yasalarıyla sonlandırılan Osmanlı'daki medrese/mektep ikilemi bu faaliyetlerle hortlatılmaya çalışılmaktadır.
- Yasa ve yönetmeliklere aykırıdır çünkü Devlet Memuru Kanunu'na göre tüm siyasi partilere eşit mesafede durması gereken bürokratlar, siyasi parti temsilcileriyle okullarda dini etkinlikler düzenlemeye başlamıştır. Siyasetten en uzak tutulması gereken yerler olan okullarda siyasilerin değil etkinlik, ziyaretler düzenlemesi bile yönetmeliklere aykırıdır. 
- Pedagojiye aykırıdır çünkü çocukların tam birey olacağı yaşta yetişkinlerin önünde diz çöktürülmesi ve o sırada yetişkinlerin birbirine plaket vermesi eğitimin hiçbir ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Çağdaş eğitim doktrinlerinlerinin birçoğu bu yaştaki çocuklarla mümkün oldukça göz göze gelmek için yetişkinin diz çökmesi gerektiğinin altını çizerken, etkinlikte yetişkinler önlerinde diz çöken çocuklara bakıp sırıtmaktadır. 
Bir diğer önemli ayrıntı ise bu okulun daha önce de benzer bir skandalla gündeme gelmiş olmasıdır. 2015'te okul bahçesinde düzenlenen "etkinlikte" omuzlarında oyuncak tüfekler asılı çocuklar, şehit olmak istediklerini slogan eşliğinde söyleyerek asker yürüyüşü yapmış, görüntüler kamuoyunda infial yaratmıştır. 2015'teki bu skandala okul müdürünün "İlçe Milli Eğitim'den iznimiz var" diye cevap vermesi, bugün yaşanan skandalı da açıklamaktadır. Yani daha önce erkek çocuklarına cihatçı olma eğilimi aşılamaya çalışıldığı bu okulda bu kez MEB bürokratları huzurunda kız çocuklarına yetişkin erkekler önünde başları kapalı vaziyette diz çöktürülmüştür.
Cumhuriyet'in; onun değerlerinin; çağdaş, bilimsel, laik ve kamusal eğitimin her zaman savunucusu olan Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na soruyoruz:
- Bu mescitleri okullardaki yetişkinlerin ibadeti için değil, çocuklar üzerindeki dini eğitim baskısını artırmak için mi açıyorsunuz? Değilse o mescitte çocukların ne işi var?
- Sosyal medyasında iktidarı hafifçe eleştirdi diye Devlet Memuru Kanunu'na aykırı geldiği gerekçesiyle her yıl onlarca kamu emekçisi işinden edilirken sizin bürokratlarınızın AKP yöneticileriyle birlikte etkinlik/ ziyaret düzenlemesi nasıl açıklanabilir? Benzer etkinlikler muhalefet partileriyle de düzenlenebilir mi eğer düzenlenemezse iktidar partisinin ne farkı vardır?
- Birçok devlet okulundaki basit ve ucuz materyal eksiklikleri bile yıllarca giderilmezken bu şaşalı "etkinliklerde" hiçbir masraftan kaçınılmadığını ortaya koyan fotoğrafları nasıl açıklıyorsunuz? Bu okulların diğer devlet okullarından farkı nedir?
- Ve en önemlisi; Atatürk'ün bu ülkenin çocukları bir daha hiçkimsenin önünde diz çökmesin diye getirdiği çağdaş eğitimi, o çocuklara diz çöktürerek parçalamaya hakkınız ve gücünüz olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bilinsin ki bu gerici faaliyet ve niyetlere karşı sessiz kalmayacağız! Yukarıda sorduğumuz soruları doyurucu cevaplar alana kadar sormaya devam edecek, konuyu kamuoyunun gündeminde tutmak için elimizden geleni yapacağız. Bu görüntülere ilişkin hukuki hangi yol doğuyorsa o yollardan gidecek, hesap soracağız! Başöğretmen'in eğitim neferleri olarak bize emanet edilen yeni nesilleri, kimsenin eğitimde şeriat düşlerine feda etmeyeceğiz!

                                           MERKEZ YÖNETİM KURULU