Güncel Sendika Haberleri

09 Mart, 2012

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NA ÖZÜR GRUBU ATAMALARINI SORDUK.

 

14.09.2011 tarihli ve 28054 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 652 Sayılı Millî Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesine dayanılarak çıkarılacak olan yönetmelik taslaklarında, özür grubu atması bekleyen öğretmenleri ilgilendiren düzenlemeye ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na yazı yazdık.
 

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

ANKARA

14.09.2011 tarihli ve 28054 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 652 Sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesi’nin 4. fıkrasında “Öğretmenlerin yer değiştirme suretiyle atamalarında uyulacak temel ilkeler, özür grupları, hizmet bölgeleri ve alanları, hizmet puanı ve diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir” denilmektedir. Bakanlığınız tarafından ilgili KHK’nın bu maddesine dayanılarak çıkarılacak olan yönetmelik hazırlık çalışmalarının başladığına ve çalışmaları devam eden bu yönetmelik taslaklarında, özür grubu atması bekleyen öğretmenleri huzursuz eden maddelerin de yer aldığına ilişkin spekülasyonlar yapılmaktadır.

Bunlardan bir tanesi, eş durumu atamalarının 31 Ağustos 2012 tarihinde yapılacağı yönünde düzenleme yapıldığı iddiasıdır. İddianın gerçek olması halinde binlerce öğretmen 5 Eylül tarihinden sonra göreve başlayacağı için geçen yıl yaşanan mağduriyet sürekli hale gelmiş olacak, eğitim emekçilerinin aile huzuru ile motivasyonları paramparça olacaktır. Bu nedenle eş durumu atama tarihinin 30 Eylül 2012 olarak belirlenmesi yaşamsal önem arz etmektedir. 

Yine yeni düzenlemede özür grubu atamaları arasında ''eğitim özrünün'' bulunmayacağı yönünde de değerlendirmeler yapılmaktadır. Eğitim emekçilerinin mesleki formasyonlarını geliştirebilmek amacıyla akademik çalışma yapmalarını teşvik etmesi gereken bakanlığın, dayanaksız gerekçelerle bu tür bir girişimde bulunmasına ihtimal vermek istemiyoruz. Her şey bir yana burada söz edilen olgu “eğitim hakkı” dır. Kamu otoritesinin bu hakkı olabildiğince yaygın ve özgür biçimde kullanmayı teşvik etmesi beklenirken, aksi yönde yaklaşım ortaya konulmasının izahı yapılamaz.

Hal böyle olunca, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu hükümleri uyarınca işbu yazımıza konu spekülasyonların doğru olup olmadığı konusundaki değerlendirmeleriniz ile, konuyla ilgili olarak yapılan çalışma var ise, taslak düzeyinde de olsa bu çalışmanın bir örneğinin sendikamıza gönderilmesini talep ediyoruz. 

Veli DEMİR

Genel Başkan