Güncel Sendika Haberleri

01 Nisan, 2011

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NA PERFORMANS YÖNETİMİ ŞART!

 

Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sistemimizin kalitesinin geliştirilmesine katkı sağlamak, eğitimde denetim ve değerlendirme sürecini işletmek üzere elektronik ortamda bir “Performans Yönetim Sistemi” kuracağını açıkladı. Buna göre, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri ve velileri, bakanlığın kendilerine vereceği şifreler ile sisteme girecek ve öğrencinin okulundaki öğretmen ve okul müdürü ile ilgili değerlendirmeleri yanıtlayacak. Her yılın mart-nisan döneminde alınması planlanan bu değerlendirmeler, analiz edilecek ve elde edilecek rapor ve sonuçlar, görevde yükselme, atama ve yer değiştirme, yönetim ve denetim ile ilgili karar alma süreçlerinde, eğitim planlaması ve politikalarının belirlenmesinde etkin olacaktır.

Böyle bakıldığında uygulama, okullardaki eğitim politikalarının eksiklerinin tespiti ve iyileştirilmesi konusunda yönlendirici olup, öğrencileri ve velileri denetleme sürecine dahil etmesi açısından ideal bir sistem gibi görünebilir; ancak uygulama noktasında ortaya çıkabilecek çelişkileri görmezden gelemeyiz.

Burada dikkat edilmesi gereken konu, performans ile neyin kastedildiğinin iyi çözümlenmesi gerektiğidir. Çalışanın yaptığı iş için harcaması gereken maksimum enerji, bilgi, kişisel yeterlilik ve işten aldığı doyuma performans denmektedir. Yani belli sürecin ardından hükmedebileceğimiz bir değerlendirmeyi ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Oysa bakanlığın bu uygulamasında veliler, öğretmenleri gerçekleştirebileceklerini öngördükleri faaliyetler üzerinden mi değerlendirecekler yoksa gerçekleştirdikleri edimler üzerinden mi değerlendireceklerdir; bu açıkça ifade edilmemektedir. Ölçülemeyen performans değerlendirilemez; dolayısıyla eksiklikler giderilemez, bunu biliyoruz; ancak kişisel değerlendirmelerle ölçülecek bir performans, genel amaçlara değil, özel amaçlara hizmet edecektir.


Ayrıca bu sistemin işlerliğini sağlayacak kadro; işin teknik, eğitsel, istatistiksel alanda yetkin kişilerden mi oluşmaktadır? Burada ne yapılması gerektiği değil, nasıl yapılması gerektiği büyük önem taşımaktadır. Bu uygulamanın internet gibi kapalı bir sistem içinden yürütülmesi, kontrolünü olanaksız hale getirecektir. Bu anlamda bu sistem iddia edildiği gibi güvenilir ve nesnel bilgiler sağlamak işlevini yerine getirebilecek midir?  

Bakanlık bu sistemi tamamen bilimsel yöntemlere dayanarak geliştirdiğini söylemektedir. Velilerin ve öğrencilerin öznel değerlendirmeleri nasıl olup da bilimsel olarak açıklanabilmektedir? Kaldı ki öğrenci-öğretmen ilişkisinin doğası gereği günlük diyaloglara ve yaşanabilecek gelişmelere göre değişkenliği, hem öğrencinin hem de velinin, öğretmene ilişkin değerlendirmelerinde belirleyici olacaktır. Bu haliyle uygulama kesin bilgiler değil, varsayım ve tahminlere sayalı bir değerlendirme sistemine dönüşecektir.

Öğretmeni tanıma ve değerlendirme ölçütünün neye göre belirleneceği de ayrı bir sorun oluşturmaktadır. İçerik her okul için farklı olacağından, değerlendirme konusunda uygulanacak model, içeriğin nasıl değerlendirileceğini de etkileyecektir. Öğrenci ve veli tarafından denetlendiği duygusuna kapılan öğretmen, öğrenci ve veli ile kişisel olarak karşı karşıya gelmeyecek midir? Öğretmen üzerinde baskı yaratacak bu uygulama, öğretmenin performans açısından kendisini gözden geçirerek eksiklerini gidermesini sağlayabilecek gibi görünse de; öğretmen hakkındaki olumsuz değerlendirmeler, öğrenci ve velilerce öğretmenin aleyhine bir referansa dönüşebilir. Uygulama ayrıca, öğretmenleri ve okul yönetiminin yeterliliklerini niceliksel boyuta indirgeyerek, eğitim sistemini etik anlamda tartışılır hale getirecektir. Öğrenci ve velinin görüşlerinin baskı unsuru olarak kullanılması, öğretmen ve idareciyi, huzurlu ve verimli bir çalışma ortamından uzaklaştıracaktır.

Eğitim alanındaki hiçbir sorunda kendisine özeleştiri getirmeyen Milli Eğitim Bakanlığı, bu defa da eğitim emekçilerini veli ve öğrenci ile karşı karşıya getirecek bir uygulama ile eğitimdeki sorunların gerçek çözümünden kaçmaktadır. Aslolan eğitim sistemini değerlendirmede toplanan görüşleri; sorunlu konuları belirlemek, açıklamak ve nesnel çıkarımları desteklemek amacıyla kullanmaktır. Ancak böylelikle yanlış ve haksız değerlendirmelerin önüne geçilebilir. Bu bakımdan Eğitim-İş olarak öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı’nı, kendi örgütlenmesini ve eğitim politikalarını gözden geçirmeye çağırıyoruz.

Merkez Yönetim Kurulu