Güncel Sendika Haberleri

20 Mart, 2013

NEVRUZ BAYRAMI İLE BAHARA HOŞ GELDİN DİYORUZ

Bugün baharın müjdecisi, birlik, beraberlik ve kardeşliğin sembolü dünyanın en eski ve en zengin barış ve dostluk bayramını kutluyoruz. Nevruz yani yeni gün, hayatın akışı içinde bireyin ve toplumun ruhunda oluşan, kırgınlıkları, hüzünleri arındırma günü.

         Yaşadığımız coğrafya, Mezopotamya, Ortadoğu, Anadolu, Akdeniz, Ege, Karadeniz, hiçbir coğrafyaya nasip olmayacak kültürel zenginliklerle doludur. Çok tanrılı mitolojiler, tek tanrılı dinler hep yaşadığımız coğrafyadan doğmuştur. 

        Bu zenginliklere sahip olmak adına topluluklar tarih boyu birbiriyle çatışma halinde olmuş ve yıllarca süren savaşlar yaşanmıştır. Ancak bir tarafta paylaşım kavgası sürerken, bir taraftan da farklı inançlar ve etnik yapılar ortak yaşama kültürü oluşturmuştur. 

        Nevruz, aynı zamanda insanların birlikte oluşturdukları ortak kültürün de adıdır. Bu nedenle bu coğrafyanın insanları Nevruzu en iyi biçimde kutlamalı ve yaşatmalıdır. Nevruz ayrışmanın değil birlik ve beraberliğin sembolü olmalıdır. Bunu yapacak olanlar da yine bu coğrafyanın insanlarıdır. 

        Bölgemiz bugün ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Gözünü bölgemize diken emperyalist güçler bir taraftan ülkemizde etnik ve dinsel ayrımcılığı körüklerken diğer taraftan Ortadoğu’yu yeniden biçimlendirmeye çalışmaktadır. Irak, Suriye ve bütün kuzey Afrika ülkelerinde yaşananları bu bağlamda değerlendirmek gereklidir. ABD ve AB’nin bölgemizi küresel politikalarına uygun olarak yeniden düzenleme projesinin farkında olmak son derece önemlidir. Çünkü bu coğrafyanın merkezinde bulunan Türkiye, bu olaylardan en çok etkilenecek ülkedir. 

        Nevruzu şiddetin bir parçası haline getirenler yakın bir gelecekte, bunun ülkemizi büyük felaketlere sürükleyebileceğinin hesabını yapmak zorundadırlar. Oysa Nevruza ulusal bir bütünlük içerisinde sahip çıkmak yaşayabileceğimiz pek çok sorunu da kendiliğinden halledecektir. Nevruz kutlamalarının sevinç ve mutluluk getirmesi yerine, çatışma ve gözyaşı getirmesi bu bağlamda düşünülmelidir. Çünkü bu coğrafya büyük uygarlıkların ortaya çıktığı bir coğrafya olduğu gibi, büyük çatışmaların da olduğu bir coğrafyadır. Bu gerçek asla göz ardı edilmemelidir.

        Emek örgütü olmanın bilinciyle vereceğimiz antiemperyalist mücadele, bu sorunun çözümünde önemli bir rol oynayacaktır. Bu nedenle her zaman, ayrışmayı değil, bütünleşmeyi; çatışmayı değil uzlaşmayı ve sınıf bilinciyle ortak mücadele etmeyi savunmalı ve ön plana çıkarmalıyız. İşte o zaman Nevruzun gelişini büyük coşkuyla karşılayıp o heyecanı yaşamamız mümkün olacaktır. Baharın sevinci, özgürlüğün coşkusu ve emperyalizme karşı ortak mücadele edebilmenin heyecanıyla, ulusumuzun ve  tüm Ortadoğu halklarının Nevruz Bayramı’nı kutluyoruz.

  MERKEZ YÖNETİM KURULU