Ülkemizin ve dünyanın önde gelen üniversitelerinden biri olan ODTÜ, mescit tartışmalarıyla bir kez daha iktidarın hedef tahtasına oturtulmuştur.
Yandaş medyanın “namaz kılan öğrencilere saldırı” iddiasıyla gündeme getirdiği olay kısa süre içinde ODTÜ yönetimine ve öğrencilerine karşı linç kampanyasına dönüşmüştür. AKP’li bir milletvekilinin, “Gerekirse Cizre’ye nasıl giriliyor, Silopi’ye nasıl giriliyor, ODTÜ’ye de girilir” tehdidini savurması, baştan beri AKP’nin bilimsel, laik, özgür ve demokratik eğitime karşı verdiği savaşın açıkça ilanı olmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise YÖK’e talimat vererek gereğinin yapılmasını istemiştir.
Yaşananlar, AKP iktidarının bilimin aydınlığından ve gerçek demokrasiden ne kadar korktuğunu açık açık gözler önüne sermektedir. İktidara geldiği günden beri Türkiye’nin bilim kurumlarıyla hesaplaşma içinde olan AKP, ODTÜ üzerinden özgür üniversitelere duyduğu kini kusmakta, yok edemediği bilimin aydınlığından öç alırcasına hareket etmektedir.
Konunun ibadet özgürlüğü olmadığı ortadadır. Ülkenin en saygın üniversitelerinden birinin itibarsızlaştırılmaya çalışılmasının, Haziran’da yapılacak rektör seçimi öncesine rastlaması tesadüf değildir. Zira AKP hükümeti döneminde üniversitelerde, muhafazakarlaşma, kadrolaşma, üniversite yönetimlerinin otoriterleştirilmesi yönündeki politikalarda artış olmuştur. Üniversitelerin büyük bir bölümü üniversite olmaktan çıkıp birer “medrese” durumuna gelmiştir. ODTÜ gibi tüm bu baskılara direnen öğretim kurumları ise bu tür yıpratmalara maruz kalmaktadır.
Eğitim-İş haklı direnişlerinde her zaman ODTÜ’nün ve ODTÜ’lülerin yanında olacaktır. Bugün kendini çok açık bir şekilde hissettiren IŞİD’çi faşizme karşı, eğitimde gerçekleştirilen tahribata karşı, saflarımızı sıklaştırarak omuz omuza mücadele etme gereğinin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU