5 Ekim, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından Dünya Öğretmenler Günü ilan edilmiştir ve 100’den fazla ülkede her yıl kutlanmaktadır.
Dünya Öğretmenler Gününü, Türkiye'deki öğretmenler her gün biraz daha zorlaşan özlük ve ekonomik sorunlarla karşılamaktadır. AKP iktidarı ile birlikte öğretmen, yoksulluk sınırına mahkum edilmiş, ekonomik ve özlük konularda hak kayıplarına uğratılmıştır.
Eylül ayı itibari ile 1/9 derecedeki öğretmen 1150 YTL maaş almaktadır. Türk-İş’in verilerine göre Eylül ayı itibariyle açlık sınırı 726 YTL, yoksulluk sınırı ise 2 bin 366 YTL'’dir. Buna göre Eylül 2008 itibariyle 1150 YTL maaş alan bir öğretmen, ay boyunca yaklaşık 726 milyon lirayı gıda malzemelerini alabilmek için harcamaktadır. Bu oran da maaşının yüzde 63’üne karşılık gelmektedir. Maaş, öğretmenin toplam harcamalarının yalnızca yüzde 48'ini karşılayabilmektedir. Bu rakam ve veriler göstermektedir ki, Türkiye’de öğretmenler yoksulluk sınırının altında maaşlarıyla yaşamaya çalışmaktadır.
Günümüzde okullarımızın pek çoğunda yeterli öğretmen bulunmamaktadır. Hala öğretmensiz okul, okulsuz köyler bulunmaktadır. Normal eğitim düzenine geçmek, sınıf mevcutlarının 30 kişilik olarak düzenlenmesini sağlayabilmek için daha 150 bin öğretmene ihtiyaç bulunmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı 2007 -2008 İstatistiklerine göre; ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İstanbul’da 31, Ağrı’da 31, Muş’ta 36, Van’da 33, Hakkari’de 30, Gaziantep’te 32, Şanlıurfa’da 36, Şırnak’ta 33. Avrupa ülkelerinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ise ortalama 21’dir.
Öğretmen açığı her yıl katlanarak büyürken, eğitim fakültelerinden mezun olan gençlerimizden binlercesi artık öğretmen olarak atanabilmekten umudunu kesme noktasına gelmiştir. "İşsiz öğretmen" sayısı çığ gibi büyüyerek 180 bini aşmıştır.
Emekli olan öğretmenlerimizin yerine kadrolu öğretmen ataması yapılmamakta, bunun yerine iş güvencesinden yoksun sözleşmeli öğretmenler atanmaktadır. Öğretmen açığı, geçici olarak ücret karşılığı derse giren öğretmenlerce doldurulmaktadır. Ücretli öğretmen, vekil öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrosuz usta öğretici gibi görevlendirme çeşitliliği AKP döneminde yaygın hale getirilmiştir.
Ülkenin geleceği yönünden önemli sorumluluklar taşıyan, güçlüklerle karşılaşsa da görevlerini yerine getirirken hiçbir özveriden kaçınmayan öğretmenlerimiz, hak ettikleri yaşam koşullarına kavuşturulmalı, öğretmen açığını kapatmak için uygulanan “sözleşmeli ve ücretli öğretmen” politikası derhal terk edilmeli ve bu açık kadrolu personel ataması ile tamamlanmalıdır.
Bu değerli mesleği böylesine zor koşullar altında, yılmadan, yorulmadan büyük bir fedakarlıklarla sürdüren öğretmenlerimizin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.
Yüksel ADIBELLİ
Eğitim-İş Genel Başkanı