Güncel Sendika Haberleri

12 Haziran, 2012

ÖĞRETMENLER MUTLAKA GEREKEN DERSİ VERECEKTİR

 Genel Başkanımız Veli Demir ve Genel Sekreterimiz Şenol Eyüboğlu, CHP Genel Merkezi’nde, ''5+1 Eğitim Meslek Grubu'' tarafından ''atanamayan öğretmenlerin sorunları'' ile ilgili düzenlenen toplantıya katıldı.
        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı toplantıda bir konuşma yapan Demir, bugün Türkiye’de atama bekleyen öğretmenlerin sayısının 400 bin civarında olduğuna dikkat çekti. Halen eğitim fakültelerinde 257 bin 738 öğrencinin eğitimini sürdürdüğünü belirten Demir, şunları söyledi:
        “Ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısı her yıl artarken, her yıl mezun sayısının yarısı kadar bile öğretmen ataması yapılmaması, ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısını birkaç yıl içinde 600 binlere çıkaracaktır. Milli Eğitim Bakanlığı 2011–2012 eğitim-öğretim yılında 50 bin 150 ücretli öğretmen görevlendirmesi yapmıştır. Ancak Bakanlığın kendi rakamlarıyla halen 111 bin 529 öğretmen açığı bulunmaktadır. Atama bekleyen öğretmenlere ‘devlette çalışmak zorunda değilsiniz’ diyen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ağustos ayında 40 bin öğretmenin atanacağını söyledi. Peki hangi branşta atanacak, Arapça mı? Din kültürü ve ahlak bilgisi mi?”
        Demir, Türkiye'nin birçok ülkenin tarihinden daha eski bir öğretmen yetiştirme deneyimi bulunduğunu vurguladı ve şöyle konuştu:
        "Ayrıca 17 Nisan 1940 yılında kurulan Köy Enstitüleri öğretmen yetiştirme konusunda dünyadaki en özgün, en verimli en başarılı modellerden biridir. Dünyadaki birçok gelişmekte olan ülke tarafından bu model kullanılmaktadır. Ama cumhuriyet karşıtı karşı devrimciler önce Köy Enstitüleri'ni yozlaştırmış sonra kapatma yoluna gitmişlerdir. Öğretmen okullarının da kapatılmasıyla hem YÖK hem de Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen yetiştirme konusunda sınıfta kalmıştır. 
        Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik ve sosyal statüsü en üst sıralarda olan eğitim çalışanları, AKP iktidarı döneminde itibarsızlaştırılmaya çalışılmış, açlık sınırına yakın bir ücrete mahkum edilmiştir. Eğitim çalışanlarının ücretlerini iyileştirmekle yükümlü olan iktidarın başbakanı ise öğretmenlerin aldığı ücretten ve çalışma saatlerinin azlığından şikayet etmektedir. Oysa dünyada eğitim çalışanları içinde en fazla çalışan, Türkiye’deki eğitim emekçileridir. Atatürk’ün yeni nesli emanet ettiği, cumhuriyeti korumakla görevlendirdiği öğretmeni hedef alan iktidar, aslında cumhuriyeti itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır."
        Atanamayan öğretmenler sorununun çözümü için Eğitim-İş’in önerilerini de aktaran Demir, öncelikle emekli maaşlarının artırılması gerektiğini belirtti. Demir, bugün 30 yıllık bir öğretmenin bin 250 TL emekli maaşı aldığını kaydetti ve bu rakamın 2 bin TL’ye çıkarılması durumunda 60 bin civarında öğretmenin emekli olabileceğini söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2011-2012 verilerine göre, derslik başına ilköğretim okullarında 30 öğrenci, ortaöğretimde ise 31 öğrenci düştüğüne dikkat çeken Demir, şöyle devam etti:
        “OECD ülkelerinde derslik başına 21 öğrenci düşmektedir. Eğer biz de derslik başına düşen öğrenci sayısını 21’e indirirsek 220 bin öğretmen ihtiyacı doğacaktır. 4+4+4 eğitim sistemi nedeniyle ortaokulların öğretmen ihtiyacı artacak ve 65 bin 170 branş öğretmenine gerek olacaktır. Öte yandan orta öğretimde yüzde 67,37 olan okullaşma oranının yüzde 100’e tamamlanması durumunda da 61 bin 630 branş öğretmenine ihtiyaç olacak. Bu da toplamda 406 bin 800 öğretmenin atanması anlamına gelir.
        Ancak bu sorun iş bilmez, beceriksiz sadece Avrupa Birliği müfredatlarını kopya edenlerle çözülmez. Bu sorun, çağdaş, laik, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, bilimsel ve kamusal eğitime inanan bir bakanla çözülür. 
        Fakir Baykurt’un ‘Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz. Öğretmen ders verir’ sözünde belirttiği gibi öğretmenler eğilmeyecek yalvarmayacak ama mutlaka gereken dersi vereceklerdir.”