Güncel Sendika Haberleri

11 Şubat, 2010

ÖNCE TÜRBAN, ŞİMDİ KATSAYI; DİNİ SİYASETE ALET EDENLERİN ÖĞRENCİ SÖMÜRÜSÜ BİTMİYOR...

 

YÖK’ün, milli eğitim sisteminin temel hedef, ilke ve araçları değiştirilmeksizin gündeme getirdiği, 21 Temmuz 2009 tarihli katsayı düzenlemesinin, ortaöğretim kurumlarının yönlendirme hedefine odaklı hukuki düzenlemelerini ve bu kapsamda, “alan-dal” uygulamalarını yok saydığını ifade etmiş ve sorunu Danıştay’a taşımıştık. Danıştay talebimizi haklı bularak düzenlemenin yürütmesini durdurmuştu. (Aynı karar İstanbul Barosu’nun açtığı davada da verilmiştir.)

Yürütmeyi durdurma kararı sonrasında, hukuku dolanacağını açıklayan YÖK’ü her fırsatta uyarmış ve istismar inadının büyük bir kaosa neden olacağını ifade etmiştik.

Sonuçta, Cumhurbaşkanlığı seçimini takiben yeniden şekillendirilerek siyasi iktidara bağımlı bir kurum haline getirilen YÖK, Danıştay kararlarını yok sayarak, yüzbinlerce öğrenciyi ve ailesini büyük bir kaosa sürükleyecek yeni katsayı düzenlemesini yürürlüğe soktu. Beklenildiği gibi Danıştay bu düzenlemenin de yürütmesini durdurdu.   

Siyasi iktidar, katsayı sistemini ortadan kaldıran düzenlemenin, Danıştay’ın on yıldır istikrar kazanan kararlarına ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğunu çok iyi bilmektedir. Danıştay kararlarının hukuka aykırı olduğu yönündeki iddialar ciddiye alınabilecek hukuki altyapıdan uzak. Bu zırvaları ileri sürenlere iddialarının hukuki gerekçeleri sorulduğunda alacağınız yanıt “laf kalabalığı”ndan başka bir şey değildir. Bu iddiayı ileri sürenlerin büyük bölümünün niyeti bozuk olduğu için, Danıştay kararlarını dahi okumadan öğrencilerin umutlarını istismara girişmişlerdir.

Yapılmak istenen, milyonlarca öğrenci ve ailesinin umutlarını siyasi rant pazarına sürerek, ayakta durma güçlüğü yaşayan iktidara koltuk değneği yaratmaktır. Ülkeyi yönetme konusunda büyük acziyet yaşayan AKP, yakın zaman önce üniversitede türbana özgürlük yaygarası ile oluşturduğu yapay mağduriyet iddiasının bir benzerini ülke gündemine soktu. Şimdi muhtemelen üniversitelerde türbanı serbest bırakmaya dönük girişimde olduğu gibi, kanuni değişiklik arayışı gündeme getirilecektir. Ve yine muhtemeldir ki bu tür bir girişim de Anayasa Mahkemesi engeliyle karşılaşacaktır. Ortaya çıkacak belirsizlik ve kaos istismarcıların çürümeye yüz tutan iktidarını beslemeye devam edecektir.

Bu kirli tezgah Eğitim-İş ailesi olarak bizleri yaralasa da, Danıştay gibi Cumhuriyetimizin yüz akı kurumlarının koruması altında bulunan hukuk devletinin bu oyunu bozacağına inancımız sonsuz.

Genel Merkez Yönetim Kurulu

Sendikamızın açtığı davada verilen yürütmeyi durdurma kararı için tıklayınız.