CUMHURİYETİ SİVAS’TA KURDUK SONSUZA KADAR YAŞATACAĞIZ
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan ve tarihe “insanlık suçu” olarak geçen katliamın üzerinden 21 yıl geçti. Madımak Oteli’nde 35 aydın, sanatçı, yazar ve gencimiz yakılarak katledildi. 35 insanımızın yaşamına kıyan, ülkemizi faşizmin karanlık dehlizlerine çekmeye çalışan bu gerici eylemi bir kez daha şiddetle kınıyoruz.
Orada katledilmek istenen adaletti, çağdaşlıktı, bağımsızlıktı ve özgürlüktü. Orada katledilmek istenen insanlıktı. 12 Eylül faşizminin öncesi Kahramanmaraş’ta ve Çorum’da faşist güruhlar eliyle oynanan ve din, mezhep, etnik kimlik farklılıklarını bir yana bırakarak emperyalizme karşı omuz omuza savaşarak çağdaşlaşmanın kapısını aralayan bu halkı yeniden bölme oyunu Sivas’ta da denendi.
Aradan geçen 21 yılda katliamın üzerindeki sis perdesi tam olarak kaldırılmamıştır. Olaylar sırasında göz önünde olan bazı insanlar cezalandırılmışlar; ancak katliamın perde arkasındakiler henüz ortaya çıkarılmamıştır. Demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin hamisi olduğunu söyleyenler ise en önemli insan hakkı olan “yaşam hakkı”nın yok edilmesine seyirci kalmışlardır.
Bütün bu olanlar, yaşananlar yetmiyormuş gibi hukuksal süreç de adaleti tecelli ettirememiştir. Ellerini kollarını sallaya sallaya gezen katiller, AKP’nin güdümündeki devlet eliyle ödüllendirilmiştir. Unutulmamalıdır ki, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı olmaz.
Ülkemizde Sivas katliamını yaratan koşulların henüz ortadan kalkmaması, Sivas olaylarından gerekli dersin çıkarılamadığını göstermektedir. Türkiye’de hala inanç ve etnik ayrımcılık yapılarak halkımız kamplara bölünmeye çalışılmaktadır. Bizzat Başbakan’ın “Cemevi, cümbüş evi”, “Candaş medya”, “Ateist Alevilik” gibi tanımlar yapması, Madımak katliamı davası zaman aşımına uğrayınca, “hayırlı olsun” demesi, "Reyhanlı'da 53 sünni vatandaşımız şehit edildi " şeklindeki sözleri, iktidarın mezhep ayrımcılığı üzerinden ülkeyi bölmeye yönelik planlarının parçasıdır. Bugün Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın katilini koruyanlar ile Sivas katliamını yaptıran ve katillerini koruyan zihniyet aynıdır.
Eğitim-İş olarak diyoruz ki: Cumhuriyetin kazanımları, Atatürk ilke ve devrimleri için tehdit oluşturan emperyalist güçler, gerici girişimler ve etnik ayrımcılıklar, Türk ulusunun duyarlılığı sayesinde hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaktır. Türk Ulusu, kendisine bırakılan emanete sonsuza kadar sahip çıkacak, bu güzel coğrafyada barış ve kardeşlik içinde yaşamaya devam edecektir. Mutlaka bunun koşullarını yaratacaktır.
Aydınlarımızı yakanların ağzından “Cumhuriyet Sivas'ta kuruldu, Sivas'ta Yıkacağız” sloganının çıkması bir tesadüf değildi. İşte bu nedenle Eğitim-İş olarak, Atatürk’e ve Cumhuriyet Devrimlerine saldıranlara inat, Atatürk’e ve Cumhuriyet Devrimlerine sahip çıkmanın inancı ve azmiyle, bu acı günü “Cumhuriyeti Sivas'ta Kurduk, Sonsuza Kadar Yaşatacağız” sloganıyla anıyoruz.
Sivas katliamında yaşamını yitiren aydınlarımızı, sanatçılarımızı unutmadık, unutturmayacağız.
MERKEZ YÖNETİM KURULU