Eğitim-İş, Taksim Gezi Parkı direnişine destek vermek, AKP’nin faşist uygulamalarına “dur” demek ve hükümet tarafından iş güvencesine yapılan saldırıları protesto etmek için dün Türkiye genelinde iş bıraktı.
Rize’de ise Eğitim-İş’in öncülüğünde ADD ve diğer demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla Taksim Gezi Parkı’ndaki olayları protesto eden gruba linç girişiminde bulunulmuştur. Yasal ve demokratik haklarını kullanarak basın açıklaması yapan arkadaşlarımızın üzerine bizlerce ne olduğu malum kişilerce saldırılması ve emniyet güçlerinin bu saldırıya karşı takındığı tutum bizce anlaşılmaz değildir. Çünkü yurdun dört bir yanında kitap okuyarak, halay çekip türküler söyleyerek iktidarı protesto edenlere karşı düşman kuvvetlerine saldırır gibi gaz bombalarıyla saldıran, insanların ölümüne ve yaralanmasına sebep olan, hatta evlerin içine kadar gaz bombası atan emniyet güçlerinin, Rize’de, arkadaşlarımızın sığındıkları binayı kuşatan, taşlayan güruha karşı süt dökmüş kedi gibi durmaları bu saldırıların hangi odaklardan geldiğinin açık göstergesidir.
Ortaçağdan beslenen bu anlayış Çorum’da, Maraş’ta ve Sivas’ta aynı yöntemi uygulamış, Sivas katliamını gerçekleştirenleri de Meclis’e taşımıştır. Ülkemizde Sivas katliamını yaratan koşullar henüz ortadan kalkmamış, kin ve nefretten beslenen AKP iktidarı, etnik ve dini kimlik üzerinden siyaset yaparak halkı kamplara bölme çabasından vazgeçmemiştir. Toplumsal farklılıkları siyasi ranta dönüştüren AKP iktidarı, dün Rize’de topladığı güruhu Atatürkçülerin, Cumhuriyetçilerin yurtseverlerin, emekçilerin üzerine sürmüştür.
Yaşanan bu olay, ülkenin dört bir yanındaki protestolara rağmen halkın taleplerini dikkate almadığı gibi hala saldırgan ve kışkırtmacı söylemlerde bulunan Başbakan’ın eseridir. Anlaşılan o ki Başbakan’ın “evlerinde zor tutuyorum” dediği yüzde 50’lik dilimi bu sözlerden görev çıkarıp demokratik taleplerini dile getirenleri linç etmeye kalkışmıştır.
Başbakan’ın görevi Türkiye’nin sokağa çıkmamış yüzde 50’sini evinde tutmak değil, sokağa dökülmüş yüzde 50’nin taleplerini dikkate almak, insanların yaşam tarzlarına yönelik dayatmacı girişimlerden vazgeçmektir. Oysa Başbakan’ın, sağduyu içeren hiçbir söylemi olmamıştır.
Ülkemiz, halkın en küçük hak arama eylemlerine şiddetle karşılık veren, kendisi gibi düşünmeyenlerin duyarlılığıyla alay eden bir zihniyetle karşı karşıyadır. Başbakan’ı bir an önce tehdit, aşağılama ve şantaj içeren üslubundan vazgeçmeye çağırıyoruz. Bu dil ancak diktatörlerin kullanacağı bir dildir.
Ancak bilinmelidir ki, ülkemizin Atatürkçü, Cumhuriyetçi yurtseverleri AKP’nin faşizmini altedecektir.
Rize’deki linç girişiminin gelişmesine adeta çanak tutan Vali ve Emniyet Müdürünü, yine olayların içinde yer alan AKP il yönetimini şiddetle kınıyor, olayın Sivas katliamı gibi bir faciaya dönüşmesine engel olan siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerine teşekkür ediyoruz.
Eğitim-İş olarak, linç girişiminde bulunanlar hakkında gerekli hukuki girişimlerde bulunarak meşru mücadelemizi sürdüreceğiz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU