Bir iletişim aracı olarak dil, toplumda yaşayan insanlar arasında, duygu, düşünce ve inanç birliğini oluşturan ve toplumsal yapıyı güçlendiren en güçlü ortak bağdır. Bu nedenle bir ulusu birbirine sadece toprak sınırları değil, ortak kültürü ve dili kenetler. Bugün, bu vatandaki en büyük ortaklıklarımızdan birinin, güzel Türkçemizin bize armağan edilmesinin yıl dönümüdür.
Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerinin en önemli basamaklarından ilki Cumhuriyet'in kuruluşundan dört yıl sonra yapılan Harf Devrimi, ikincisi de cumhuriyetin kuruluşundan dokuz yıl sonra 26 Eylül 1932’de başlayan Türk Dil Kurultayı ile yaşama geçen Dil Devrimidir. O günden beri, 26 Eylüller bizim için “Dil Bayramı”dır.
"Türk Milletinin dili, Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde ahlâkını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk Milletinin kalbidir, zihnidir." sözleri, Atatürk'ün dilimize verdiği önemi ortaya koymaktadır.
Ancak bugün, eğitimdeki çarpıklık ve noksanlıkla dilimiz de tahrip edilmiş; gereksiz yabancı kelimelerin katılmasıyla yara almıştır.
AKP iktidarı süresince bu tahribata bir de Arapçalaştırma saldırıları eklenmiştir. Dünyanın en zengin, her duygu ve olayın en yalın ve derin anlatımına imkan kılan güzel Türkçe'miz, melezleştirilmek istenmekte, ortak bilincimiz bulanıklaştırılmaya çalışılmaktadır.
Oysa dil, sadece bir iletişim aracı değil bir toplumun düşünce alanında gelişmesinin temel unsurudur. Türkçe'miz, Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal bilincin daha fazla gelişmemesini isteyenler ile gelişmesini umursamayanların saldırılarına karşı yalnız bırakılamaz.
Bu konuda en önemli vurguyu yine Başöğretmen Atatürk yapmıştır: “Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
Bu sözleri rota kabul edip Türkçe'mize sahip çıkmalı ve kirletilmesine müsaade etmemeliyiz.
Cumhuriyet devrimlerinin savunucusu Eğitim-İş çatısı altında bir araya gelen Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim neferleri olarak, tüm ulusumuzu dilimize sahip çıkmaya çağırıyor, Dil Bayramımızı kutluyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU