Güncel Sendika Haberleri

10 Aralık, 2016

TÜRKİYE’DE İNSAN HAKLARININ BAŞINDA GELEN EĞİTİM HAKKI YOK SAYILMAKTADIR

68 yıl önce bugün, Birleşmiş Milletler bünyesinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kabul edilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, uluslararası düzeyde "insan haklarının anayasası" olarak, devletleri bu alanda ortak değerler ve ilkeler çerçevesinde birbirine yakınlaştıran en temel belgelerden birini oluşturmaktadır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yayınlanabilmesi için verilen mücadelenin temelinde, insanın düşünebilen bir varlık olması yatmaktadır. Düşünce, insanı insan yapan en önemli değerlerden biridir. Bu nedenle, “yaşama hakkı”ndan sonra gelen en önemli hak, “özgür düşünme” hakkıdır. Hak ve özgürlükleri gelişmiş bireylerden oluşan toplumlarda haksızlıktan, eşitsizlikten ve adaletsizlikten söz edilemez.

Yaşama hakkını, düşünme, eğitim-öğretim, çalışma, iletişim hakları desteklemektedir. Tüm bunlar da eğitim hakkıyla geliştirilebilir. Bu durum Anayasamızda "Kimse eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılamaz" maddesiyle  ifade edilmektedir. “Millî Eğitim Temel Kanunu”muz da bunu desteklemektedir. Eğitim hakkından tüm çocukların eşit bir şekilde yararlanmasını sağlamak ise aynı zamanda çocukların güvenlik, beslenme, barınma, nitelikli öğretmen, nitelikli program ihtiyaçlarını karşılamaktan geçmektedir. Bugün 6-18 yaş zorunlu eğitim çağı çocuklarımızın yüzde 14’ü eğitim hakkından tamamen mahrumdur, geri kalan kısmı ise eğitim hakkını tanımladığımız sınırlar içinde kullanamamaktadır. 958 bin kız çocuğumuz ise eğitim hakkından yararlanamamaktadır.

Öte yandan içinde bulunduğumuz süreçte, 15 Temmuz darbe girişimi, AKP tarafından polis devleti uygulamalarına, ideolojik tasfiye aracına ve kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaya yönelik bir fırsata çevrilmiş, OHAL ilanıyla birlikte ağır insan hakları ihlalleri yaşanmıştır. Bugün sahip olduğumuz en değerli hakkın, ifade özgürlüğünün elimizden alınmaya çalışıldığı, siyasi iktidara muhalif tüm kesimlerin susturulmak istendiği bir dönem yaşanmaktadır. Demokrasi, insan hakları yara almış ve basın özgürlüğünden söz etmek giderek imkansız hale gelmiştir. Din ve vicdan özgürlüğü sorunu devam etmekte ve tam bir ayrımcılık örneği sergilenmektedir.

Tüm vatandaşları için insan olmanın onuruna yakışan yaşam standartları sağlamak ve onları haksızlıklara karşı korumak devletlerin temel görevlerindendir. Bu nedenle Hükümeti, demokrasi, insan hakları, saydamlık, kadın-erkek eşitliği gibi ortak değerlerin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılmasına; ırkçılık, hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı ile her türlü etnik-dini ayrımcılık ve aşırılıkla mücadele edilmesine yönelik girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz.

Tüm insanlık gibi ulusumuzun da her türlü, toplumsal, sınıfsal sömürüye maruz kaldığı bu dönemde, Eğitim-İş olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insan hak ve özgürlükleri için mücadele etmeye devam edeceğiz. 
 

MERKEZ YÖNETİM KURULU